Siyasî Evlilikler

Karahanlıları sözkonusu ederken öne­mini belirttiğimiz “siyasî evlilikler” bu devlet için de geçerlidir. Ayrıca bu evli­likleri siyasî olayların dışında tutmak da pek mümkün değildir ve her ikisi de içiçedir. Hurre-yi Huttalî, önce Harezm bölgesi hakimi Harezmşah Ali b.Memun ile bu damadın ölmesinden sonra da kar­deşi Ebu’l-Abbas Me’mun ile evlendirilmişti. Ebu’l-Abbas Me’mun’un kendi askerleri tarafından öldürülmesi, Ha­rezm ülkesini ele geçirmeyi tasarlayan Sultan Mahmud için bir fırsat olmuştu.

Sultan Mahmud, öldürülen hükümdarın karısı adına, bu ülkenin iç işlerine müda­hale etti. Neticede Harezm ordusunu mağlup ederek ülkenin başşehri Gürgenç’e girmiş ve bu suretle Harezm’e ha­kim olmuştu (1017). Öte taraftan Karahanlılardan Muhammed (Buğra Han) b. Yusuf Kadir Han’m da Sultan Mahmud’un kızı Zeyneb ile nişanlandığım gör­müştük. Sultan Mahmud’un ölümünden sonra Mes’ud tahta geçtiği zaman, bu evlilik konusu tekrar ortaya atıldı. Fa­kat Buğra Han’ın Zeyneb’in kocası sıfa­tı ile Sultan Mahmud’un mirasının bir kısmına sahip çıkmak düşüncesinde ol­duğu duyuldu. Bu haber Sultan Mes’ud’u kızdırmış ve kız kardeşinin bu evliliği­ni engellemişti. Ancak bu durum Buğra Han’ın hoşuna gitmemiş ve Sultan Mes’ud’a düşman olmuştu. Sultan Mes’ud yine siyasî gayelerle 421/1030’da Kakuyîler’den Isfahan hakimi Alâ üd-Devle Muhammed’in kızı ve 424/1033 yılındada Ziyarîlerden Ebû Kalicar’ın kızı ile evlilikler yapmıştı.

Sultan Mes’ud Dendanekan’da Sel­çuklular içinde ağır bir mağlubiyete uğradıktan sonra (1040) Hindistan’a çe­kilmeye karar verdi. Daha önce tahttan uzaklaştırdığı kardeşi Muhammed’i ve oğullarım tutuklu bulundukları kaleden Gazne’ye getirtti. Onları da beraberinde Hindistan’a götürecekti. Bu arada Mu­hammed ve oğullarından kendisine mu­halefet etmeyecekleri hususunda yemin­ler aldı. Muhtemelen bu muhalefeti önlemek için de kızlarından Hurre-yi Gev-herî’yi yeğeni Ahmed ile evlendirdi. Bu yolculuğa Sultan’ın annesi, halası Hurre-yi Huttali ve Karahanlılardan Yusuf Kadir Han’ın kızı olan eşi Sâre Hatun’un da dahil bulunduğu “harem” de iştirak etti. Ancak Mes’ud, aldığı ted­birlere rağmen, bu yolculuk sırasında kardeşi Muhammed lehine çıkan bir is­yan sonucu esir edilerek eşi Sâre Hatun ile birlikte Gaznelilerin Kuzeybatı Hin­distan’daki kalelerinden biri olan Gîrî’ye hapsolundu ve daha sonra öldürüldü. (1041).

İkinci defa Gazneliler Devleti ‘nin ba­şına geçen Muhammed’in bu saltanatı da uzun sürmemiş ve aynı yıl içinde Mes’ud’un oğlu Mevdud tarafından tahttan uzaklaştırılmıştı. Sultan Mev­dud (1041-1048) da Selçuklulardan Çağ­rı Bey’in kızı ile evlendi. Mevdud’un ölü­münden sonra Gazneliler tahtına henüz beş yaşında bulunan oğlu II. Mes’ud ge­çirildi. Bu küçük Sultan’ın saltanatı da çok kısa sürmüş ve bu devrede devlet idaresi annesi Selçuklu prensesinin elin­de kalmıştı. Daha sonra Gazneliler tah­tına Mevdud’un kardeşi Ali geçirildi.

Sultan Ali (1048-1049) de, Türk âdetleri­ne uygun olarak, dul kalan yengesi, yani Çağrı Bey’in kızı ile evlendi.

Bir süre sonra Gazneliler tahtında ha­nedan dışından bir şahsın oturduğunu görüyoruz. Türk kumandanlarından Tuğrul, Sultan Abdürreşid (1049-1052)’i tahttan uzaklaştırmış ve onunla beraber Gazneli hanedanından birçok şehzadeyi öldürtmüştü. Ayrıca TuŞrul, Sultan I. Mes’ud’un kızlarından biri ile zorla evlendi. O hanedandan biriyle evlenmek suretiyle kendi iktidarına bir meşruiyet vermek istiyordu. Fakat bu gasıb da faz­la hüküm sürememiş ve aynı yıl içinde öldürülerek tahta Gazneli hanedadından Ferruhzad (1052-1059) geçirilmişti.

Onun halefi Sultan İbrahim (İ059-1099)’in kırk kızı ve otuzaltı oğlu vardı. Bütün kızlarını seyyidler ve âlimler ile evlendirmişti. Damatlarından biri de meşhur tarihçi, âlim ve edib Kadı Minhac ed-Dîn Cüzcanî’nin atası İmam Abdülhalik idi.

Sultan İbrahim devrinde oğlu Mes’ud da Selçuklulardan Sultan Melikşah’ın kızı ve Sencer’in kız kardeşi Mehd-i Jrak ismiyle meşhur Gevher iHatun ile evlen­di. Bu evlilik muhtemelen H.475/1082-83 yılında olmuştu. Bir süre sonra Gazneliler tahtına bu evlilikten meydana ge­len Arslan-şah geçti (1116). Fakat ona kardeşi Behramşah rakip olmuş ve bu sırada Horasan meliki olan Sencer’in ya­nma giderek yardım istemişti. Arslanşah ayrıca bir hata yapmış ve Selçuklu ailesinden olan annesi Mehd-i Irak’ı küçümsemişti Kız kardeşine kötü davranılması Sencer’i kızdırmış, bu sebepten yeğeni Arslanşah’ın tarafını tutmaya­rak başka bir hatundan olan Behramşah’ı desteklemişti. Melik Sencer emrin­deki ordu ile Gazne üzerine yürüdü. Arslanşah barış hususunda yardımcı ol­ması için annesi Mehd-i Irak’ı 200.000 altın ve öteki hediyeler ile Sencer’e gön­derdi. Fakat Mehd-i Irak kendisine kar­şı davranışları yüzünden oğluna düş­mandı. Bu bakımdan barış için Sencer’­in kalbini kazanacağına yangına körükle gitmiş ve onu Arslan-şan aleyhine kış­kırtmıştı.

Neticede Melik Sencer 1117 yılında Gazne’ye girerek Behramşah’ı tahta oturttu. Behramşah tahta geçtikten sonra, daha önce Arslanşah’ı des­tekleyen, Gurlu emirlerden Kutb ed-Din Muhammed ile karşılıklı münasebetleri düzeltmek ve sağlamlaştırmak istemiş ve kız kardeşini onunla evlendirmişti. Gaznelilerin son hükümdarı Hüsrey Melik zamanında (1160-1186) artık dev­let yıkılmaya yüz tutmuştu ki, bu devre­de kadınlar ve hizmetkârlar idarecilik mertebesine kadar yükselmişlerdi. Tabii bu da devletin yıkılışım çabuklaştırmıştı.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ
kadın sitesi kategoriler