MEME HASTALIKLARI
Günümüzde oldukça sık görülen meme hastalıkları, kadınların hekime başvurmasının önde gelen sebeplerinden birini oluşturur. Güzelliğin ve doğurganlığın simgesi olan meme kadın sağlığı açısından büyük önem taşır.
Meme, hormonların kontrolü altında büyüyen ve gelişen bir organdır. Ergenlik döneminde öncelikle kadınlık hormonu olan östrojenin salgılanması ve daha sonra progesteron hormonunun da etkisiyle meme dokusu gelişerek erişkin hacmine ulaşır.
Hamilelik ve adet dönemlerinde hormonların etkisiyle memede bazı değişiklikler görülür. Hamileliğin son döneminde beyindeki hipofiz bezinden salgılanan prolaktin hormonu memelerde süt salgısını başlatır. Memeler her an süt verecek duruma gelir. Meme başı ve etrafındaki koyu renkli kısım genişlemeye başlar. Doğumdan sonra emzirme devam ettiği sürece sütün salgılanması da düzenli bir şekilde devam eder. Emzirmenin kesilmesiyle birlikte memenin uyarılması sona erdiğinden prolaktin üretimi yavaşlar, süt kesilir ve memeler normal boyutlarına dönerler. Adet dönemlerinde adet kanamalarının başlaması ile birlikte memeler de küçülmeye başlar. Daha sonra tekrar büyümeye başlayarak dolgun ve hassas hale gelirler. Memelerdeki gerginliğe bağlı olarak kadınlar adet kanaması öncesinde ağrıdan yakınırlar.
Meme hastalıkları nedeniyle hekime başvuran hastaların başlıca şikayetleri şunlardır:
Meme ağrısı
Memede şişlik
Meme başı akıntısı
Memede büyüme
Meme başı ve meme derisinde çekilme
Memede ele kitle gelmesi
Memenin selim yani kanser olmayan hastalıkları arasında en sık görüleni “fibrokistik değişiklikler”dir. Eskiden fibrokistik hastalık olarak tanımlanmasına rağmen son yıllarda kadınları gereksiz yere endişelendiren ve ürküten hastalık terimi ortadan kaldırılarak bunun yerine fibrokistik değişiklikler denmesi uygun görülmüştür. Bu fibrokistik değişiklikler memede yoğun alanlar veya düzgün sınırlı kitleler şeklinde dikkati çeker. Bazı kişilerde bu alanların içinde milimetrikten birkaç santimetre çapına kadar ulaşan kistler gelişir. Kist gelişme yaşı genellikle 30 yaşlarından sonradır. Adet öncesi dönemde memelerin yoğun alanları ve kistlerde diğer kesimlere göre daha çok sıvı birikir; memede gerginlik, ağrı ve hassasiyet ortaya çıkar. Kistler yuvarlak, düzgün sınırlı, hareketli ve sert kitleler halinde ele gelirler. Adet sonrası dönemde yumuşayabilirler. Sıklıkla her iki memede birden görülürler. Muayenede kitle olarak algılanması ilk başta kanserle karıştırılmasına neden olabilir. Ultrasonografi ile tanınırlar. Genellikle menopozdan sonra kaybolmaya başlarlar.
Yaşamı boyunca birçok kadın meme başı akıntıları ile karşılaşabilir. Bu akıntı tek veya her iki memede olabilir. Çoğunlukla bu akıntılar önemsizdir. Özellikle adet öncesi dönemde berrak ve az miktarda meme başı akıntısı normal kabul edilir. Meme başı akıntısı devamlı ve bol miktarda ise incelenmesi gereklidir. Meme başından gelen koyu kıvamlı ve renkli akıntılar mutlaka araştırılmalıdır. Koyu sarı, yeşil akıntılar iltihaba bağlı olabilir. Meme başından gelen kanlı akıntı aksi ispat edilene kadar kanser gibi ele alınmalıdır.
Memelerin en önemli hastalığı meme kanseridir. Meme kanseri günümüzde kadınlarda en sık rastlanan kanser türüdür. Yaşamları boyunca her 10 kadından biri meme kanserine yakalanma riski taşır.