Kolera Hastalığı
KOLERA. İlk olarak, Hindistan’da, Bengal’de belirmiş bir hastalıktır. XIX. yüzyılda, salgınlar halinde Hindistan’dan, ticaret yollarını izleyerek yayılmıştır. 1817 yılında, Japonya’ya, Rusya’da Astrahan’a, 1826′da Moskova’ya, 1831′de Berlin’e, 1832′de Paris ve Londra’ya ulaşmış ve Londra’dan, göçmenlerce Kanada’ya taşınmıştır. 1847-1855 yıllarında, Avrupa’da diğer salgınları belirmiş, 1865′te, hacılar tarafından Hindistan’dan Mekke’ye götürülmüştür. 1895 yılından sonra, Avrupa’dan tamamen yok olmuş gibidir. Salgınlar ise çok öldürücü olmuştur: Örneğin, 1892′de, Hamburg’daki tek bir salgın sırasında görülen 17.000 vakanın yarısından çoğu ölmüştür. Nedeni: Vibrio cholera enfeksiyonudur.
Belirtileri: Kuluçka devri, 2-5 gündür. En büyük tehlike, vücut sıvılarının kaybıdır.
Hastalığın üç devresi vardır:
1. Gittikçe kötüleşen ve sonunda dışkının pirinç suyu görünümü aldığı, hafif ishal ve kusmayla başlar. Tuz kaybı sonucu, kol, bacak ve karın kaslarında şiddetli kramplar görülür. Ateş yükseldiği halde, deri soğuk ve mordur, nabız hafiftir ve çok şiddetli bir susuzluk duygusunun varlığına rağmen, su içilmesi vücut sıvılarını tuz yönünden daha seyreltik yaptığından, kramplar daha da şiddetlenir. Bu “boşaltım devresi” 3-12 saat sürer.
2. Kollaps devri: Vücut soğur, deri kuru, buruşuk ve mordur. Hastanın sesi zayıf ve kısıktır, idrar azalmıştır ve rengi çok koyudur. Kan basıncı çok düşer, nabız güçlükle alınır ve kramplar dayanılmaz şiddettedir. Bu durumda, belirtilerin başlamasını izleyen 24 saat içinde, hasta ölebilir.
3. İyileşme devri: Sıvı kaybı azalır, genel durum düzelmeye başlar. Burada bile, hastalık belirtileri tekrarlayabilir veya hastanın 2-3 hafta içinde, tifoyu andırır bir halde, gittikçe kötüleştiği görülür. Bu “reaksiyon devresi”nde ateş yükselebilir ve zatüre belirebilir.
Te d a v i: Kaybolan su ve tuzu sağlamaya yönelmelidir. Bu amaçla, günde 5-10 litre damar içi tuzlu su verilir. Ancak, hastayı suyla yüklememeye dikkat edilmelidir. Damar içi eriyiğe, potasyum eklenmesi gereklidir. Antibiyotikler, özellikle tetrasiklin yardımıyla (5 gün süreyle verilir) barsaklar, kolera mikrobundan temizlenir. Tedavinin en önemli yönü, korunmadır. Kolera aşısı, birkaç ay süreyle bağışıklık sağlayabilir, fakat yiyecek ve içeceklere dikkat etmek, sineklerden sakınmak daha önemli önlemlerdir. Bütün vakalar ayrılmalı ve bunlara bulaşan tüm eşya sterilize edilmelidir. Günümüzde, kolera salgınları ancak sosyal sağlık örgütlerinin görevlerini yapamaması sonucu belirebilmektedir.