Kadın İçin Kullanılan İsimler
Çince, “katun”, Türkçe “hatun”, Çinliler tararından Türk kağan eşlerine verilen bir unvandır. Bumin Kağan’m karısına da, Hatun ünvamm Çinliler vermişlerdir. Yine Uygurlar zamamnda, Hsieh kabilesinin kızı, Bilge Kağan’la evlenerek, Hatun ünvamm almıştır. Bu hatun ünvam, Çinlilerce, kraliçe, prenses mânâlarına da kullanılmıştır.Orhun kitabelerinde, KülTigin yazıtının doğu duvarında, “Tabjaç bodunqa bâglik uri oghn bolti” (Çin milletine, beylik erkek evladın kul oldu), “Eskilik qız oglin küng bolti” (Teiniz kız evladın cariye oldu (30).
Yukarıda zikredildiği gibi, bugün kullandığımız anlamda kız kelimesi, Orhun kitabelerinde pek çok yerde geçmektedir. Yukarıdaki cümlede ayrıca, küng ve cariye kelimeleri de, dikkati çeker.
Yine Orhun kitabelerinden, Süci yazıtında, kız kelimesine rastlamak mümkündür:
“Algüım on yılkım sansız erti inimyiti, urun üç, kızım üç erti ebledim oglımın, kızınım kalınsız birtüm” (ağılım on, at sürüm sayısız idi, küçük kardeşim yedi, erkek evladım üç, kızım üç idi oğlumu evlendirdim, kızımı cih%zsız verdim) (31).
Talaş yazıtlarında, birer hukuk vesikası mahiyetinde olan ilk dört yazıtta, “hatunu dul kalmış” ibaresi bulunmaktadır. Bu yazıtlardan görüldüğü gibi, hatun kelimesi, bugün olduğu gibi eş anlamına da kullanılmaktadır.
UlıgKem yazıtında ise,
“Budununa oğluna yotuzuma adırıltım” (kavimimden, oğlumdan, karımdan ayrıldım) cümlesindeki “yotuz” kelimesi, zevce, eş anlamında kullanılmaktadır (32).
Bir iki tane de özel kadın adlarına örnek verelim bunlar taşıdıkları anlamlar yönünden, (temiz, faziletli) gibi, dikkate değer özellikler taşımaktadırlar:Hun: Sabir; Uygur: Arıg, AriK, Silig; Kazan: Süu v.b. (33).
Kaşgarlı Mahmud’un Divan ü Lûgati’t-Türk’ü islâmlığın kabulünden sonra yazıldığı için, konumuzun dışında kalıyorsa da, kadına verilen çeşitli isimlerin zenginliği bize bunların çoğunun İslâmiyet’ten önceki devirlerde de, kullanıldığını düşündürmektedir. Aşağıdaki örnekler Besim Atalay çevirisinden alınmıştır:
Evlük: Kadın; Islar: Kadın; Işılar işiler: Kadın; Uragut: Kadın; Katun: Kadın; Avınçu: Kadın (mecaz); Ohşagu: Kadın (mecaz); Tuzakı: Sevgili; Sevük: Sevgili? Küni: Kuma; As: Cariye; Küng: Cariye; Tul: Dul-, Tutsak: Dul kadın; Kuduz: Dul kadın; Kurtga: Kocakarı; Açı: Yaşlı kadın; Avurta: Sütlüne; Uma: Ana; Aba: Ana; Hana: Ana; Hız: Kız; Gelin: Kelin; Kükü: Hala; Eze, eke, eçe: Büyük kız kardeş; Singil: Küçük kız kardeş (34).
Netice olarak, Divan ü Lügati’t-Türk’teki bu kelimelerle, Uygurlar zamanından kalma kadınla ilgili kelimeleri, kıyasladığımızda pek çoğunun Uygurlar devrinden kaldığım görürüz.
Çünkü Uygurlar devrinde kadınla ilgili kelimeler, çok artmıştır. Bunun başlıca sebeplerinden birincisi, artık tamamen yerleşik hayata geçmiş olan Uygurların yerleşikliğin kazandırmış olduğu aym şeyi türlü kelimelerle ifade etme kabiliyetleri ikincisi ise, artık bir aile hayatının tam mânâsı ile başlamış olarak kadının aile içinde önem kazanmasıdır (35).