Fazla Kilonuzdan Dolayı Çevreniz Sizi Rahatsız mı Ediyor?

İnsanlarımızın, rejim, beslenme ve genel görünüşü ile ilgili değer yargıları, yıllar içinde büyük değişikliğe uğradı… Eskiden yeni yetişen gençlere bambaşka yargılarla yaklaşılırdı. Delikanlılara, boyu bosu ne olursa olsun, teraziye çıktığında 80 okka çekmiyorsa, “babayiğit” ve “sağlıklı” bir genç olarak bakılmadığı gibi “adam yerine” bile konulmazdı. Balıketliden daha düşük kilolu genç kızlara ise “ince hastalığa” yakalanacak korkusuyla bakılır, “veremli” muamelesi yapılırdı. Zaman içinde bu yaklaşımlar, yerini daha sağlıklı bakışlara bıraktı. Bıraktı ama bir kolektif arızayla… Şimdilerde, dostlar, arkadaşlar birbirlerinin kilosuyla ilgilenirken, karşı tarafı incittiklerinin farkında olamıyorlar. Bu noktada, tam bir “düşüncesizlik” hastalığı yaygın… Bir süre görüşmediğimiz bir dostumuzu, birkaç kilo almış gördüğümüzde, lafı yapıştırıyoruz hemen:

“Üff!… Amma da kilo almışsın ha!…”

Bu sözleri, genellikle öyle bir tonda ve edayla söylüyoruz ki… “Güya” sağlığıyla ilgileniyoruz, oysa onunla dalga geçiyoruz. Halbuki… Fazla kilo alan kişi, bunun farkındadır ve zaten sıkıntı içindedir. Fazla kilolarını vermek için çaba da gösteriyordur.

Unutmamalıyız ki, bir dostumuza, “kilo” eleştirisi getirdiğimizde, aslında, “estetik” bir eleştiri getirmiş olmaktayız. Bir bakıma, “çirkinleşiyorsun” demekteyiz… Çünkü hepimiz kabul ediyoruz ki, aşırı kilo, kişinin estetik görünüşünü olumsuz etkiliyor.

Eh,estetik görünüşle ilgili eleştiriye de kim üzülmez ki… Bizler şunu mesleki deneylerimizden biliyoruz: Kilo eleştirisi alanlar, “Bu tür yorumlar beni gerçekten üzüntüye boğuyor. Ne diyebilirim ki?” diyorlar. Birçok kadının sesinde, bunu söylerken yansıyan ıstırabı hiçbir zaman unutamam. Ama madalyonun elbette öbür yüzü de var… Kilolu birisiniz ve dostlarınız size “olumsuz eleştiri” getirmekte biraz özensiz ve gaddar mı davranıyorlar?

Öyleyse siz de, size bu eziyeti reva gören kişinin sözlerine aşağıdaki sözlerle cevap vermeyi deneyin:

“Doğru söylüyorsun!…”, “Ne kadarda haklısın!…”, “Ay, iyi ki söyledin, fark etmemiştim! Hemen diyete başlamalıyım…”, “Sen söylemesen, kimbilir kaç yüz kilo daha alırdım!…”

Veya şöyle bir cevap:

“Ben şişmanlamadım. Enine uzadım…”

Hep gülerek ama…

Sizin kendinizle “barışık olduğunuzu” gören karşı taraf, bir daha bu yönteme başvurmayacaktır. Onun elindeki silahı almanın yolu budur. Bu tür diyaloglarda da “etkileşim ve duygu alışverişi”gibi psikolojik unsurlar ağır basar… O halde, siz de, karşı tarafın belki bilerek belki hiç bilmeyerek sizi bir daha psikolojik sıkıntı içine sokmasına izin vermemiş olursunuz… En önemli yöntemlerden biri de, hemen sonra konuyu değiştirmektir. Kilonuzu kullanarak, size psikolojik baskı uygulayan kimselerden kurtuluşun formülü, o kişiye şu soruları sormak olabilir:

‘Memleketin bu gidişi sence ne olacak?”, “Sence krizden çıkabilecek miyiz?”, “Dolar yıl sonunda kaç para olur?” türünden sorular, Türkiye’de can yeleği gibidir…

Bütün Türkler, memleketin gidişatından kendini birinci derede sorumlu tuttuğu için bu soruya balıklama atlarız ve konuyu unuturuz.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ
kadın sitesi kategoriler