Eski Roma’da Kadın
Aile içinde mutlak hakim baba idi. Doğan çocuk ister kız, ister erkek olsun, önce babasının önüne bırakılırdı. Baba onu kucağına alırsa, aüesine kabul etmiş, kucağına almazsa kabul etmemiş sayılırdı. Aileye kabul edilmeyen çocuklar umumi bir meydanda bırakılır, isteyen onu alıp evlat edinebilirdi. Alan olmazsa ölüme terk edilmiş olurdu. Ancak erkek evlat daima istenen bir şey olduğundan sözkonusu durumlar daha çok kız çocuklar içindi.
Roma hukukunda, önceleri kadımn boşanma hakkı yoktu. Neden sonra kadınlara bu hak tamndı. Fakat bu da beklenen faydamn aksine aile düzeninin altüst olmasına yolaçtı. Romalı bir filozof olan Sineka (M.Ö.4- M.S.65) Roma’daki bu boşanma rezaletlerini bir matem havası içinde anlatıyordu. O çağda nikâhsız üşküer de ayıp sayılmıyordu. Ancak Taibror zamamnda çıkardan bir kanunla asil Romalıların alelade kadınlarla akrabalık kurmaları yasaklandı (22).
Justinyanus (527-565) zamamnda çıkan bir kanunla kadınlara erkekle eşit miras hakkı tanındı. Ancak bunu eski Roma hukuk ve âdetlerinin değil artık o devirde iyice yayılmış olan Hıristiyanlığın başarısı saymak gerekiyordu.