Down Sendromlu Çocuklar
Down sendromlu çocukların yaşamlarının ilk yıllarında gelişme ve iyileşme olasılığı yüksek olduğundan, bu dönemde aileye çok Önemli bir görev düşer. Hekimler ve eğitimciler sürekli anne babanın yanında yer almalı, çocuğun sağlıklı gelişmesi ve zihinsel eksikliğinin azalması için onlara yardımcı olmalıdır.
ÇOCUĞUN BAKIMI VE TEMİZLİĞİ
Normal bir çocuğun kendi bakımım yapmayı öğrenmesi hemen her zaman karmaşık bir iştir. Down sendromlu çocuk için bakım ve temizlik, aynı zamanda koşullu reflekslerin ve psikomotor (zihinsel ya da ruhsal etkinliğe bağlı kas hareketi) koordinasyonun yerleşmesi ve öğrenilmesini sağlar; bu beceriler daha ilerde ince ve karmaşık davranışları öğrenebilmesi için bir basamak olacaktır.
Bu nedenle Down sendromlu çocuğun beslenme, temel temizlik kurallarını öğrenme, dinlenme ve giyinme sırasındaki davranışlarını göz önüne alarak, bu eğitimin bazı önemli noktalan üzerinde daha geniş duracağız.
• Beslenme: Çocuğun emme refleksinde bir değişiklik olmadığından yaşamın ilk aylarında Özel bir sorun yoktur. Down sendromlu çocuğun ağız mukozasının sinir yapısı ve işlevleri normal ço-cuklannkinden farksızdır. Yaşamın ilk günlerinden başlayarak, hem uyurken, hem de uyanıkken, günün her saatinde çocuğu mutlaka yüzükoyun yatırmak gerekir. Bir yaşma doğru başının dik olduğundan ve gövdesinin sandalyeye iyice yerleştiğinden emin olunduktan sonra çocuk yavaş yavaş tek başına yemeye başlatılmalıdır.
Ortam mümkün olduğunca sakin ve dinlendirici olmalıdır. Yemek sırasında anne çocukla sevgiyle konuşmalı, yiyecekleri ve eşyaları göstermeli, her birinin sıcak, soğuk, sert ya da yumuşak gibi kolay algılanabilir özelliklerini vurgulamalıdır.
Katı yiyeceklere geçildiği zaman çocuğun hoşlandığı yiyecekler (ekmek, bisküvi) yeğlenmen’, eline yiyecek parçaları verilmelidir; böylece çocuk yiyeceğin içeriğini kavramaya başlar ve el-ağız arasında doğru ilişki kurmayı öğrenir. Normal çocuklarda olduğu gibi, bardak kullanması zordur; bu nedenle, ev eşyaları satan dükkânlardan kolayca elde edilen, kapaklan olan ve sıvının istendiği ölçüde aksamasına izin veren kaplar kullanılabilir. Bu güçlüğü yenmek için çocuğun elini ağzına kadar götürmesine ve suyu içmesine de yardım etmek gerekir. Suyun solunum yollarına kaçmasını Önlemek için başı arkaya doğru fazla yatınlmamalıdır. Çocuk çatal ve kaşık kullanmaya başladığında oldukça zor anlar yaşayacaktır. Birer işkence aletine benzeyen bu araçları kullanmayı hiç öğrenemeyeceği sanılırsa da, bu beceriyi edinmek psikomotor gelişimi normal olan bir çocuk için de kolay değildir. Çocuğa yardımcı olmak için, önce tabaktan ağzına kadar eline eşlik etmek gerekir. Kaşığın sapına, kavramayı kolaylaştıracak kaygan olmayan bir kılıf geçirilebilir. Ayrıca, tabağın kaşığı dayamaya yarayan bir kenarı ve çocuk kaşığı daldırdığında sabit kalması için masaya yapışmasını sağlayan bir tabanı olmalıdır. Çatal kullanırken de benzer zorluklar vardır. Bu aracın yiyeceği delmesi gerekir, öte yandan aşırı bir enerjiyle kullanılırsa ağzı da yaralayabilir. Günümüzde yaralanma riskini ortadan kaldıran plastik çatallar bulunabilir.
• Temizlik (hijyen): Bu terim çocuğun temizliğini sağlayan bütün işlemleri (tuvalet eğitimi, yıkanma, yüzünü, dişlerini, ellerini yıkama vb) kapsar.
Yaşlı ve bilgili bir nörologun, Down sendromlu çocuklarla ilgili sözlerini hatırlayın: “Sadece bir zaman sorunudur, daha fazla zaman alır; sonunda herkes gibi öğrenirler”. Tuvalet eğitimim normal bir çocuğun da bazen uzun zamanda kavradığını unutmayın. Oldukça sabırlı olmanız ve bu eğilime bir yaşından önce başlamamanız gerekir.
Psikanalizde çocuğun dışkısına verdiği simgesel değeri anımsayın; çocuk bunu kendinden bir şey olarak değerlendirmekte, büyük bir değer vermektedir. Rahat bir oturak kullanın; hatta olanaklıysa oturak bir boru ile klozete bağlanarak çocuğun kendini büyüklerin dünyasıyla özdeşleştirmesi sağlanabilir. Çocuğun idrar kesesinin ne zaman dolduğunu anlamaya çalışın ve idrar yapma zamanı geldiyse onu banyoya götürün ya da oturağımn üstüne oturtun. Buna karşılık, giydirir giydirmez bir dakika önce yapması gerekeni yaparsa kızmayın. Çocuk için her şev gibi tuvalet eğitimi de bir oyundur. Tuvaletini doğru yere, doğru zamanda yaptığı zaman onu Ödüllendirin; bunun tersi söz konusu olduğunda onu cezalandırmayın. Tuvalet eğitimi ile eşzamanlı olarak çocuğa yüzünü, elini yıkamayı, banyo yapmayı da öğretmeye başlayın.
Bu işlemleri yaparken her zaman çocuğa gülmeye, neşeli olmaya çalışın; böylece onun önemli ve zor bir işlemi bir oyun gibi keyifli ve hoş algılamasını sağlaym. Ellerini belli aralıklarla yıkaması çok önemlidir; böylece bu hareket çocuk için bir tür “koşullu refleks”e dönüşür ve yemekten önce bu işlemi yapması gerektiğini bilir.
El yıkamaktan yüz yıkamaya geçiş kendiliğinden gerçekleşir. Yüzünüzü yıkarken çocuğunuzun sizi izlemesini sağlarsanız, bu “ilerleme” kendiliğinden gerçekleşecektir.
Dişler için de aynı şeyi yapabilirsiniz; dişlerinizi fırçalarken çocuğun sizi görmesini sağlaym. Daha sonra ona bir fırça alın ve elini tutarak doğru hareketleri öğretin. Onu hiçbir zaman yalnız bırakmayın ve suyu ya da diş macununu yutmamasına dikkat edin. Banyoda yıkanırken mutlaka yanında olun. Küvete girme isteğini artıracak küçük yüzen oyuncaklar kullanabilirsiniz. Yıkanma işlemi zevkli bir oyuna benzemelidir. Böylece çocuk sabunlanmayı, durulanmayı öğrenecektir; her zaman banyoda kayabileceğini göz önüne alıp dikkat etmelisiniz.
• Dinlenme: Burada uyku-uyanıklık ritmi yerleşmiş olan daha büyükçe çocuklardan söz edilecektir. Down sendromlu çocukların daha fazla uykuya gereksinimi varsa da, öğleden sonra çok uzun süre uyumasına izin vermeyin, yoksa gece yatmak istemeyecektir. Öğleden sonra birkaç saat uyuyabilir. Onu yalnız uyumaya alıştırın; bu bir süre için sizin korkularınızı artırabilirse de yararlıdır. Yatağa hoşlandığı oyuncakları götürmesine izin verin; tabii, bu oyuncakların ona uyurken zarar verebilecek nitelikte olmamasına dikkat edin. Uyumadan önce, bütün aile bireyleri gibi televizyon seyredecektir; korkacağı filmleri seyrettirmeyin. Onu yatağa götürdüğünüzde, bir süre yanında kaim. Geçen günü gözden geçirin, onu konuşturmaya çaksın; genellikle bu basit ve kendiliğinden konuşmalar onun ruhsal durumunu iyi anlamınızı sağlar.
• Nasıl giydirmeli: Giyinme, bu çocuklarda çok iyi bir hareket eşgüdüm egzersizi olabilir. Daha basit olandan başlayalım: Önce külotunu dizine kadar giydirip, kalçalarına çekmesini isteyin, daha sonra bir bacağını geçirip Ötekini geçirmesini isteyin. Daha sonra, önüne uygun bir konumda koyup iki bacağını geçirip giymesini isteyin. Bunu becerince, tersi çevrilmiş külotunu verip, düzeltip giymesini söyleyin. Fanila için de aynı tekniği kullanın: Önce yarıya kadar giydirip, aşağı çekmesini, sonra, bir tek kolunu giydirip ötekini yanya kadar geçirip, aşağı çekmesini isteyin. Daha sonra iki kolunu da geçirip, aşağı çekmesini becerdikten sonra, hem kollarını, hem başım uygun deliklere sokup fanilayı tümüyle tek basma giyer hale gelir.
• Kas etkinliği: Down sendromlu çocukların en belirgin özelliklerinden biri, kaslarının gevşek oluşudur. Bu nedenle, yaşamın ilk aylarında başlarım ve sutlarını dik tutamazlar. Anne, bebeği ilk kez kucakladığında kollarına canlı bebeği değil “parçalar halindeki bir bebeği” aldığı izlenimini edinir.
Dolayısıyla Down sendromlu çocuğun emeklemesi, ayakta durması ve normal yürümesi öteki çocuklara göre daha geç olur. Down sendromlu çocuğun öteki hareketlerinin tümü normal çocuklara göre daha geç gelişir; merdiven çıkmak, inmek gibi bazı temel hareketleri daha geç becerebildiğinden daha geç bağımsız olur.
Down sendromlu çocuklara bu durumu aşmaları için yardım edilebilir mi? Kuşkusuz evet. Yüzükoyun yatmasının omuz ve boyun kaslarının daha erken gelişmesini sağladığım ve emeklemesini kolaylaştırdığını unutmamak gerekir. Anne, baba ve kardeşlerin çocukla uzun zaman geçirmesi ve onunla bazı hareketleri sürekli yinelemesi, eşyaları kavramayı ve bazı basit egzersizleri öğretmesi gerekir; bu egzersizler kasları güçlendirerek çocuğa güven duygusu verir.