DoÄŸumdan Sonraki Saatler
Zamanında doğan bebeklerin çoğu, başları doğum kanalından çıktıktan ve göbek kordonu kesildikten 30-60 saniye sonra ilk nefeslerini alır veya soluk almakta zorlanabilir. Solunum güçlüğü doğum odasının rahme oranla daha aydınlık ve soğuk olmasından kaynaklanmaktadır. Bebeğin göğsünün hâlâ pelvik boşlukta olması çok olağanüstü bir olaydır. Yine de bu ilk soluk, ciğerlerin şişmesi için yeterlidir.
Bebeğiniz ilk nefesini alırken, ebeniz ağzındaki ve burnundaki mukus ve amniyotik sıvıları temizleyerek üst solunum yollarının açılmasını sağlar. Kordonu kesildikten sonra, bebeğin dış dünyada nefes alması için fazladan güç sağlayan anneden bebeğe giden ekstra oksijen de kesilmiş olur.
Alveol veya hava keselerinde sürfaktan bulunması bebeğin ciğerlerinin başarıyla şişmesini sağlar. Sürfaktan alveollerdeki yüzey gerilimini azaltıp hava dolaşımını sağlayarak doğumdan sonra ciğerlerin istikrarlı çalışmasına neden olur. Eğer yeterli miktarda sürfaktan yoksa her soluk sonrasında alveoller havasız kalır ve bebek bir sonraki nefesi alabilmek için içerdeki yüksek yüzey gerilimiyle başa çıkmak zorunda kalır. Doğumdan kısa bir süre sonra bebeğin soluk oranı artar, burun delikleri açılır, nefes verme sesi duyulur ve her nefesle kaburgalar arasındaki dokular çekilir. Buna sıkıntılı solunum sendromu denir; her 100 ile 200 doğumdan birinde görülür ama genellikle hafiftir. Prematüre bebeklerin ciğerlerindeki alveollerde bulunan sürfaktan yeterli olmadiğı için yüzey gerilimini azaltmak amacıyla sürfaktan verilerek solunum yardımı yapılması gerekmektedir.
Apgar puanlama: Doktor veya ebe, doÄŸumdan bir dakika sonra ve daha sonra beÅŸer dakikalık aralarla Apgar puanlama sistemini kullanarak bebeÄŸinizin genel durumunu deÄŸerlendirecektir. Adını bu sistemi geliÅŸtiren Amerikalı Doktor Virginia Apgar’dan alan bu sistem, çok basit ve etkilidir. DeÄŸerlendirilen her noktaya 2 puan verilir, Azami puan 10’dur: Ten rengi, solunum, kalp atışı, kas kuvveti, ve refleksler. Siyahi veya Asyalı bebeklerde, ağız, avuç içi ve ayak tabanı renkleri de kontrol edilmektedir. Birinci dakikada elde edilen 7 puan veya üzeri bebeÄŸin iyi durumda olduÄŸunu, 4 ile 6 puan arasındaki bebeklerin nefes almak için yardıma ihtiyaçları olduÄŸunu, 4’ten daha az puanı olan bebekler yeniden yaÅŸama döndürme ve hayat kurtarma prosedürleri gerektiÄŸinin göstermektedir. 5. dakikadaki incelemede, 7 ve üzeri iyi prognoz, daha düşük puanlarsa bebeÄŸin daha yakmdan incelenmesi gerektiÄŸini göstermektedir. Apgar puanlaması, doÄŸumdan sonra bebeÄŸiniz için mükemmel, kısa vadeli bir deÄŸerlendirme sunar. Ama bebeÄŸin uzun vadede geliÅŸimi konusunda çok faydalı deÄŸildir, bu yüzden eÄŸer bebeÄŸinizin ilk puanlamaları düşükse endiÅŸelenmeyin, ikici deÄŸerlendirmede yükselecektir. Bu gerçekleÅŸmezse bile bebeÄŸinizin uzun vadeli ciddi bir sorunu olması pek olası deÄŸildir.
Ölçüm ve Kimlik Tanımlama: Apgar değerlendirmesi yapılırken ebeniz bebeğin vücudundaki kan ve sıvıları temizlemekle meşgul olacaktır. Yeni doğan bebekler ıslak tene ve kollarına oranla geniş vücut yüzeyine sahip oldukları için vücut ısıları doğumdan sonra anında 1-1.5°C düşer. Bu yüzden doğumdan sonra bebekleri bir an önce kurulamak ve ısınmaları için sarmak çok önemlidir.
Daha sonra ebeniz bebeği tartar, baş çevresini, vücut uzunluğunu ölçer, bebeğin el veya ayak bileğine üzerinde soyadınızm, bebeğin hastane numarasmm ve doğum tarihinin yazılı olduğu bileklikler takar. Daha sonra karışıklık çıkmaması için, doğum odasından çıkartılmadan önce bebeğinizin kimliğinin belirlenmesi çok önemlidir. Bebeğinizin beşiği de etiketlenir ve bazı kadm doğum bölümlerinde bebeğin ayak izleri alınarak notlara eklenir.
Fiziksel Muayene: Ebeniz, bebeğin fiziksel bir anormalliği olup olmadığını kontrol etmek için bir ön muayene yapar. Bebeğin karnına ve yüzüne bakar, stetoskopla kalbini ve ciğerlerini dinler (Yeni doğan bir bebeğin kalp atışları dakikada 120 atıştır), ters çevirerek sırtına bakar, parmaklarını omurgasının üzerinden geçirir, anüsün açık olduğunu kontrol eder, çiş yapıp yapmadığını, el ve ayak parmaklarının sayısını not eder. Daha sonraki bir zamanda bebeğinizi bir çocuk doktoru muayene eder ve siz eve gitmeden daha kapsamlı bir fiziksel muayeneden geçirilir. Doğum kanalı boyunca uzun bir yolculuk ettikten sonra bebeklerin gözlerinde bir iltihap veya enfeksiyon (konjonktivit) olmaması için antibiyotikli göz damlası damlatılması önerilmektedir. Minik yavrunuzu, bir an önce tanımaya başlayabilmeniz için tüm kontroller yapıldıktan sonra sıkıca sarılarak kucağınıza verilir.
K Vitamini: Doğumdan hemen sonra ebeniz bebeğinize K vitamini verilmesini isteyip istemediğinizi soracaktır, eğer isterseniz ağızdan mı yoksa enjeksiyon yoluyla mı verilmesini istediğinizi belirtmeniz gerekir. Özellikle ciğer ve bazı sebzeler gibi yiyeceklerde bulunan K vitamini çok gereklidir, çünkü kanın pıhtılaşmasını sağlar ve bizi iç kanamadan korur. Ancak yeni doğan bebekler sadece sütle beslendikleri için çok az miktarda K vitamini alabilmektedir. Üstüne üstlük, kanın pıhtılaşmasını sağlayan diğer gerekli maddeleri üretmekle görevli olan karaciğerleri daha tam olarak gelişmediği için, yeni doğan bebeklerde K vitamini eksikliğinden kaynaklanan kanama (VKDB) veya yenidoğan hemoraji hastalığı görülme oranı yüksektir. Sağlık Bakanlığı doğumdan sonra tüm bebeklere K vitamini verilmesini önermektedir. K vitamini bebeğinize iki şekilde verilebilir:
• Enjeksiyonla: Kas içine yapılan bir doz K vitamini (Konakion), hemen hemen tüm bebeklerde VKDB görülmesini önler. Doğumdan sonra ebe tarafından bir doz verilir.
• Ağız yoluyla: Eğer dozlar tekrarlanırsa ağız yoluyla alınan K vitamini de kas içi enjeksiyon kadar etkilidir. Doğumdan sonraki ilk hafta, hem emzirilen hem de biberonla beslenen bebeklere iki doz verilir. Emzirilen bebeklerin bir ay sonra üçüncü dozu alması tavsiye edilmektedir.
Hazır mamalar K vitamini açısından çok zengindir bu yüzden biberonla beslenen bebeklerde VKDB görülme riski daha azdır. Ama anne sütünün avantajları bu hastalığın görülme oranının artmasından çok daha fazladır.
K VÄ°TAMÄ°NÄ°
DoÄŸumdan hemen sonra ebeniz bebeÄŸinize K vitamini verilmesini isteyip
istemediğinizi soracaktır, eğer isterseniz ağızdan mı yoksa enjeksiyon yoluyla mı
|
 | ||
 |
verilmesini istediğinizi belirtmeniz gerekir. Özellikle ciğer ve bazı sebzeler gibi
yiyeceklerde bulunan K vitamini çok gereklidir, çünkü kanın pıhtılaşmasını sağlar u ı a u ı y ıı
ve bizi iç kanamadan korur. Ancak yeni doğan bebekler sadece sütle beslendikleri |< 0 D t T 01
için çok az miktarda K vitamini alabilmektedir. Ãœstüne üstlük, kanın . I f’ “
pıhtılaşmasını sağlayan diğer gerekli maddeleri üretmekle görevli olan
karaciğerleri daha tam olarak gelişmediği için, yeni doğan bebeklerde K vitamini
eksikliğinden kaynaklanan kanama (VKDB) veya yenidoğan hemoraji hastalığı
görülme oranı yüksektir. Sağlık Bakanlığı doğumdan sonra tüm bebeklere K
vitamini verilmesini önermektedir. K vitamini bebeğinize iki şekilde verilebilir:
• Enjeksiyonla: Kas içine yapılan bir doz K vitamini (Konakion), hemen hemen tüm bebeklerde VKDB görülmesini önler. Doğumdan sonra ebe tarafından bir doz verilir.
• Ağız yoluyla: Eğer dozlar tekrarlanırsa ağız yoluyla alınan K vitamini de kas içi enjeksiyon kadar etkilidir. Doğumdan sonraki ilk hafta, hem emzirilen hem de biberonla beslenen bebeklere iki doz verilir. Emzirilen bebeklerin bir ay sonra üçüncü dozu alması tavsiye edilmektedir.
Hazır mamalar K vitamini açısından çok zengindir bu yüzden biberonla beslenen bebeklerde VKDB görülme riski daha azdır. Ama anne sütünün avantajları bu hastalığın görülme oranının artmasından çok daha fazladır.
|