Değişik Bir Kız İsteme Usulü
Değişik Bir Kız İsteme Usulü
Er Töstük Destanı’nda ise, birgün Er Töstük babasına ne ben ne de sekiz kardeşimden biri evli, artık evlenme zamanımız geldi deyince babası çobamm da yanına alarak oğullarına kız kar.
Er Töştük’ün babası üe çoban Agay Han’ın yurduna varırlar. Onlarda kız isteme usulüne göre önce “elbisemi kaybettim bulamıyorum, atımı kaybettim arıyorum” denilirmiş. Söz sırası geldiğinde Er Töştük’ün babası, Agay Han ile eşine dokuz oğlu olduğunu ve oğullarına gelin aramaya çıktığını söyler. Agay Han ile eşi bu habere çok sevinirler ve küçük kızlarına koyun kesip yemek hazırlamasını söylerler. Kız her şeyi usulüne göre hazırlar ve ikram eder. Er Töştük’ün babası kızı beğenir,
Allah’ın emriyle oğlu Er Töstük’e ister. Kızın babası razı olacakken kız, “Hani bir nişan hediyesi yok mu?” der. Er Töştük’ün babası bir mendille kürk hediye ederek gider. Er Töstük ile Agay Han’ın kızı evlenirken Agay Han hediye vermek istemez. Bunun üzerine kız en iyi atları ve develeri önüne katarak yola çıkar. Agay Han kızma mani olmak istediğinde kızı, “Oğlan buraya gelirse beni de alır, bütün develeri de” diye cevap verir. Agay Han’ı razı ederek çeyiziyle koca yurduna yollanır.Hanelerinin tamamında evlenecek çağa gelen erkek çocuklar ya evlenecekleri kızları kendileri seçmekte veya babaları bu konuda öncü ve yardımcı olmaktadır. Buğra Han’ın ikinci evliliği konusunda ise oğlu Kuzı Tekin babasına öncülük etmektedir. Evlilik meselesi erkekler arasında görüşülen ve karara bağlanan bir olay olarak ortaya çıkmaktadır. Halbuki bilindiği üzere Anadolu evlenme âdetlerinde gerek kız gerek erkek çocukların eş seçiminde ve karar safhasında görünüşte son söz babanın olmakla beraber daima anneler daha aktif rol oynamaktadırlar.
Dede Korkut hikayelerinde eş seçimi ve evlenme isteğinin babaya duyumlusuna örnek olarak “Kam Büre Oğulu Bamsı Beyrek Boyu” adım taşıyan hikayede Beyrek ile babası arasında şu konuşma ilgi çekicidir:
“Oğul, ne var ne yok? Bugün Oğuz’da ne gördün?”
“Ne göreyim,oğlu olan evermiş, kızı olan göçürmüş.”
“Oğul, seni de mi evermek gerek?” “Evet öyle, aksakallı aziz baba, evermek gerek.”
“Oğuz’da kimin kizını alı vereyim?” “Baba, bana bir kız alıver ben yerimden doğrulup kalkmadan onun doğrulup kalkması gerek. Ben karakoç atıma binmeden o binmek gerek. Ben savaşa varmadan o bana baş getirmek gerek. Bunun gibi bir kız alıver baba bana.”
“Oğul, sen kız dilemezsin, kendine yoldaş ve ayaktaş istermişsin. Oğul meğer senin istediğin kız Bay Bican Bey kızı Banı Çiçek ola.”
“Evet öyle. Evet aksakallı aziz baba, benim istediğim de odur.”
“Ay oğul, Bam Çiçek’in bir deli karda-şı vardır, adına Deli Karçar derler, kız dileyeni öldürür.”
“Ya öyle ise ne edelim?”
“Oğul, soylu Oğuz beylerini odamıza okuyalım, nice yol gösterirlerse ona göre iş edelim.”
Oğuz beyleri toplanırlar, Beyrek için Bam Çiçek’i istemeye Dede Korkut’un gitmesini uygun görürler.
Aynı eserde “Kanlı Koca oğlu Kanturah Boyu” adım taşıyan hikayede baba oğul arasındaki konuşma bir öncekine benzer şekilde gelişmektedir.
“Yarenler, atam öldü, ben kaldım. Yerini yurdunu tuttum. Yarın ben ölürüm oğlum kalır. Bunun için gözüm görürken oğul, gel seni evereyim.”
“Baba, mademki beni evereyim dersin. Bana lâyık kız nice olur? Baba, ben yerimden doğrulmadan o kalkmış, ayağa dikilmiş olmalı. Ben karakoç atıma binmeden o binmiş olmalı. Ben kanlı kâfir eline varmadan o varmış, bana baş getirmiş olmalı.”
“Oğul sen kız istemezmişsin, bir cilasın bahadır istermişsin. Onun sırtından yiyesin, içesin, hoş geçinesin.”
“Evet canım baba, öyle isterim. Yoksa varasm, bir cicibici Türkmen kızım alasın, üzerine düşeyim, karnı yırtıla.”
“Oğul, kız görmek senden, mal rızık vermek benden.”
Beyrek istediği kızı aslında önceden görmüş, onunla güreşmiş, yarışmış, ok atmada, at binmede, kılıç kuşanmada maharetini takdir etmiş ve kızla anlaştıktan sonra babasına bu kızı tarif etmektedir. Gerçekte Bam Çiçek zaten Beyrek’in beşik kertme nişanlısıdır.
Kanturalı ise istediği kızı bulabilmek için İç Oğuz’u, Dış Oğuz’u dolaşır ancak kendi aradığı nitelikte bir kız bulamaz.
Kanturah’nm babası oğlunun aradığı kızı bulamadığım öğrenince “oğul, sabah varıp öğlen gelmek olmaz, öğlen varıp akşam gelmek olmaz. Oğul sen malı gör gözet. Ben sana kız aramaya gideyim” der.