ADET GÖREMEME (AMENORE)
14 yaşına kadar meme büyümesi, tüylenme gibi sekonder seks karakterlerinin gelişmemesi veya 16 yaşına rağmen ilk adetin görülmemesi veya normal adet gören kadında 3 siklus boyunca adet olmaması amenore olarak adlandırılır. Hayatında hiç adet görmemiş ise buna primer amenore, daha önceden düzenli adet gören kadında adetin kesilmesine de sekonder amenore adı verilir.
NORMAL ÜREME FİZYOLOJİSİ:
Siklus, son adet tarihinin ilk gününden bir sonraki adet tarihinin ilk gününe kadar geçen süredir. Normalde bu süre 28 gün olmasına karşın 21 ile 35 gün arası normalin alt ve üst sınırlarıdır.
28 günde bir adet gören, yani siklusu 28 gün olan bir kadının ovulasyon (yumurtlama günü) sıklıkla (şart değil) 14. gündür. Her adetin ilk günü beyinde hipotalamustan salgılanan GnRH adlı hormon, hipofizden folikül stimule edici (uyarıcı) hormon (FSH) salgısını uyarmaya başlar. FSH etkisiyle yumurtalıklardan birinde yeni bir folikül (yumurta hücresini barındıran yapı) olgunlaşmaya başlar. Bu folikül olgunlaştıkça östrojen hormonu üretimi artar, östrojen üretimi arttıkça hipofiz bölgesinden salgılanan luteinizan hormon (LH) miktarı artar.
Folikül olgunlaştıkça giderek içi sıvı dolu ufak bir kese haline gelir.Folikül yaklaşık olarak 16-20 milimetre çapına eriştiğinde östrojen hormonu da kanda maksimum seviyeye ulaşır ve bu da LH seviyesinin giderek daha da artmasına neden olur. LH piki (LH’ın en yüksek seviyeye ulaştığı an) olduğunda folikül çatlar ve içindeki oosit (yumurta hücresi) serbestleşerek Fallop tüpünün içine girer.
Folikül çatladıktan sonra “çatlama bölgesinde” corpus luteum (sarı cisim) adı verilen bir yapı oluşur ve bu yapı bu defa östrojen hormonuna ek olarak progesteron hormonu da üretmeye başlar. Gebelik oluşmazsa bu yapının işlevi 14 günde biter. Gebelik oluştuğunda ise gebelik ürününü “desteklemek” için bu yapı yaklaşık 10. haftaya kadar progesteron salgılamaya devam eder. 10. haftadan itibaren “gebelik ürünü” kendi progesteronunu kendisi üretebilecek hale gelir ve görevi devralır.
Uterusun içi endometrium adı verilen bir tabakayla kaplıdır. Endometrium östrojen etkisiyle kalınlaşır ve yumurtlama sonrası devreye giren progesteron hormonunun etkisiyle döllenmesi muhtemel bir yumurta hücresinin implantasyonu (yerleşmesi) ve gebeliğin başlaması için elverişli duruma getirilir.
Corpus luteumun ömrü siklus kaç gün olursa olsun her kadında 14 gündür. Bu süreye yaklaştıkça corpus luteumun progesteron salgısı giderek azalır ve kandaki progesteron iyice azaldığında endometrium tabakası desteğini kaybederek “dökülmeye” başlar. İşte bu dökülme kanamayla birlikte olduğundan adet kanaması adını alır.
Corpus luteum ömrünün kısıtlı olmasının özel bir anlamı vardır: 28 günde bir adet gören bir kadında ovulasyon 14. günde olmaktadır, demek ki kadın örneğin 30 günde bir adet görüyorsa bu kadında 30-14=16. gün ovulasyon günüdür. Aksine 26 günde bir adet gören bir kadında 26-14=12. gün ovulasyon günüdür.
AMENORE: ADET GÖREMEME SEBEPLERİ:
•Asherman sendromu: Geçirilmiş kürtajlara bağlı olarak rahim içinde yapışıklıklar olur ve amenore yanında normal fakat miktar olaarak azalmış adetler olabilir.Tedavisi olayın şiddetine göre değişir.
•Gelişim Bozuklukları: Müllerian agenez olarak da bilinir. Burada gelişimsel olarak rahim, tüpler ve vajenin üst kısmı yoktur. Vajen kör bir sonla noktalanır.Over fonksiyonları normaldir ancak kanama olmaz.
•Androjen Duyarsızlığı, testiküler feminizasyon: Kişi genetik olarak erkektir ancak erkeklik hormonuna karşı duyarsızlık olduğundan kişinin batın içinde testisleri olmasına rağmen dış görünüşü kadın gibidir.Durum fark edildiğinde testisler alınmalıdır.
•Turner Sendromu: Kişide genetik bir bozukluk vardır. 46 yerine 45 kromozom bulunur
•Gonadal agenez: Kişide overler gelişmemiştir.
•Resiztant over sendromu: Kişide over olmasına rağmen bu hormonlara karşı dirençlidir.
•Prematür over yetmezliği: Erken menopoz olarak da bilinir.
•Radyasyon ve kemoterapi: Tedavilere bağlı olarak overler fonksiyonlarını yitirir.
•Hipofiz tümörü: Hipofiz bezinden kaynaklanan bir tümör nedeni ile hormonal düzen bozulur. En sık prolaktinom görülür. Burada süt hormonu olan prolaktinom fazla miktarda salgılanır ve bu diğer hormonların salınımını bozacağından adet düzenini bozar ve kısırlığa sebep olabilir. En sık bulgu memelerden kendiliğinden süt gelmesidir.Eğer tümör 10 mm’den büyükse cerrahi gerekebilir. Diğer durumlarda ilaç tedavisi yeterli olur.
•Sheehan Sendromu: Doğum sonrası kanamaya bağlı olarak hipofiz bezinde enfarktüs olur ve hormon salgılanması bozulur.
•Hipotalamik amenore: Daha öncede belirtildiği gibi stres, üzüntü, kilo değişimi gibi nedenlere bağLı olarak görülür.
TANI METODLARI:
Gerek primer gerekse sekonder amenore mutlaka araştırılması gerek önemli bir durumdur. Amenore şikayeti ile gelen bir kadında ilk önce hormon testleri yapılmalıdır. Burada Tiroid hormonları, prolaktin ve bazı kadınlık hormonlarına bakılır.
İkinci adımda bir progesteron challange test (PCT) yapılır. Bu testte kadına 5 gün süreyle progesteron hormonu verilir ve ilaş kesilir.1 hafta içinde kanama olur ise vücütta yeterli miktarda östrojen var demektir. Östrojen varlığı anovülasyon tanısını yani yumurtlama olmaması tanısını koydurur. Gebelik ya da yüksek miktarda erkeklik hormonu varlığında vücutta östrojen olmasına rağmen kanama olmaz. Anovilasyon tanısı konduktan sonra bu teşhise yönelik tedavi protokollerinden biri seçilir.
Eğer PCT ile kanama olmaz ise ya vücutta östrojen yetersizdir ya da kanama yollarında bir tıkanıklık vardır. Bunu anlamak için östrojen ve progesteron siklik olarak verilir. Bu tedavi sonucu kanama olursa bir sonraki aşamaya geçilir eğer bu tedavi ile kanama olmaz ise tıkanıklık düşünülür. En sık sebep kürtaj sonrası meydana gelen yapışıklıklardır. Tedavisi cerrahi işlemledir.
Bir sonraki adımın amacı over ya da beyinde ki hormon salgılama merkezlerindeki defekti bulmaktır.Bu durumda gonadotropin ve östrojen değerlerine bakılır.Over hormonları normal ve beyinden salgılanan hormonlar yüksek ise beyinde hormon salgılayan bir kitle ya da yumurtalıklarda yetmezlik söz konusu olabilir. Bu durum son derece nadir görülür. Prematür over yetmezliği ya da yaygın adı ile erken menopoz son derece nadir görülen bir olaydır ve bağışıklık sistemi ile ilgili olabileceği düşünülmektedir. Zaman zaman bu durum geri dönüşümlü olabilir.
Bazı durumlarda ise beyinden salgılanan gonadotropin adı verilen hormonlar normal düzeyde bulunabilir ancak bu hormonlar biyolojik olarak inaktif olduklarından yumurtalıkları uyaramazlar ve amenore ortaya çıkar.
Eğer tüm tetkikler sonucu bir neticeye varılamıyor ise bu durumda hipotalamik amenoreden söz edilir. Bu durumun kesin tanısı olanaksızdır. Psikolojik faktörler, ani stres, üzüntü, ani kilo kaybı, yoğun egzersiz, hava değişimi gibi faktörler bu duruma yol açabilir.
TEDAVİ:
Konunun tanımından ve Amenore sebeplerindende anlaşıldığı gibi,Amenore ‘nin tedavisi tamamen altta yatan sebebe bağlıdır.