ÇOCUKLARI GELİŞTİREN OYUN VE OYUNCAKLAR
SAYILARLA OYUN
BİR,İKİ,ÜÇ…
Bazı anne-babalar, “Benim çocuğum on’a kadar sayabiliyor” diye övünürler. Acaba gerçekten sayıyor mu, yoksa yalnızca sayıları ne anlama geldiklerini bilmeden ezbere mi söylüyor? “Üç”ün anlamını biliyor mu? Ve en önemlisi, okula gitmeden önce, acaba saymayı öğrenmesi gerçekten gerekiyor mu?
Çoğumuz, çocuklarımızın “hesabı” ve sayılan okula gidince öğreneceklerini düşünürüz. Okul öncesi çocuklarının sayı kavramıyla başedebileceklerine, yani, sayılara akıl erdirebileceklerine pek az anne-baba inanır. Oysa çocuğunuza temel bir sayı kavrayışı verebilirsiniz; bu, onun yalnızca matematik becerisini değil, aynı zamanda mantıklı düşünme ve tasarlama alanındaki becerilerini de geliştirmesine yardımcı olur. Yeni doğmuş bebeğinizin ne kadar iyi bir gözlemci, dünyaya bakışının ne kadar taze olduğunu, çok kısa sürede farkedeceksiniz. Size can sıkıcı, sıradan görünen şeyler, büyümekte olan bebeğiniz için yeni ve coşku uyandırıcıdır. Bebeğiniz yeni düşüncelere böylesine açık ve alıcı olduğu için, ona biraz büyüyünce oyun yoluyla sayılan öğretmeniz son derece kolay ve her ikiniz için de eğlenceli olacaktır.
PARMAK “RAKAMLAR”
Bebeğiniz ellerinden, parmaklarından çok hoşlanır ve daha şimdiden, zihninde, benzer şekillerin oluşturduğu kümeler aracılığıyla doğan bir sayı duygusu gelişmektedir. Bebeğinizle konuşarak ve gözleriyle görebildiği şeyleri anlatarak ona yardımcı olabilirsiniz: “Bak bu, bir elin, bu da öbür elin; şimdi bak bunları yan yana getirdim; iki el oldu; senin iki elin”; “Bak bir ayak, bu da bir patik”; “Bak şu beyaz kedi; bir de şuna bak, kara kedi. Bizim evimizde iki kedi var”. 12 aylık bebek “Bir, iki, üç, dört, beş” kardeş varmış. Biri tutmuş…” Bebekler ve küçük çocuklar, el ve ayak parmaklarına son derece ilgi duyar ve bunlarla oynanan oyunlardan hiç bıkmazlar. Bebeklerde “sayı” duygusu daha konuşmayı öğrenmelerinden önce gelişir.
SAYILABİLECEK KÜÇÜK ŞEYLER
Küçük çocuklar her gün gördükleri nesnelerierle oynanan oyunları severler. Oyuncaklarını ve yediği şeyleri dikkatle (ortalığı batırmayacak cinsten) seçerseniz, çocuğunuz bir süre sonra bunlardan renk, biçim, doku ve sayı kavramlarını da edinebilir. Ama bunların yalnızca bir oyun olduğunu unutmayın ve onu sakın öğrenmesi için zorlamayın. Örgü bebek patikleri ikişer ikişer ayrılabilir.Üzüm tanelerini ikişerli ya da üçerli kümeler halinde ayırın. Çocuğunuzla birlikte sayıp, sonra afiyetle yiyebilirsiniz.Adam biçimi bisküviler: “Biri senin, ikisi benim!”
Parlak plastik logo parçalan, renk ve büyüklüğün yanı sıra sayı kavramlarını da oluşturur.
Meşrubat içmede kullanılan bir ya da iki plastik çubuğu, “uzunlar kümesi” ve “kısalar kümesi” oluşturmak için makasla eşit olmayan parçalara kesin. Görebildiği şeylerin adını ve sayısını bu basit tekrarlama, onda hem dil, hem de sayı kavramına ilişkin bir duyguya dönüşecektir. Ancak iki yaşına bastığı sıralarda gerçekten konuşmaya başlayacak olması önemli değildir; o zamana kadar, zihni bu düşüncelerden bazılarını özümlemiş olacaktır.
KÜMELERE AYIRMA
Çocuğunuz üç yaşına basarken, konuşmayı iyice becerebilir duruma gelir. Artık ondan bir şeyler yapmasını istediğinizde, size sorular ve davranışlarla yanıt verir. Sözgelimi, sofrayı hazırlamanıza yardım edebilir ve siz de bu basit işten yararlanarak, onu sayılarla ta-nıştırabilir, nesneleri gruplama ya da kümelere ayırma yollarını öğretebilirsiniz. “Bir tabak, bir bıçak, bir çatal babacığa; aynısı anneciğe; bir tabak, bir bıçak, bir çatal da sana.” Böylece küçük kafasında, masada her biri kendi sofra takımıyla üç ayrı yer kavramı oluşur. Size her yardım edişinde, açıklamalarda bulunmayı ve her şeyi saymayı unutmayın.
Bir başka gündelik iş de, çamaşırları kümelere ayırmaktır. Ona, beyazları bir yere, koyu renklileri bir başka yere nasıl ayırdığınızı gösterin. Eşyaları basit çiftler halinde ayırmakta size yardım etmesine izin verin. Çorapları çift çift bir yere, eldivenleri çift çift bir başka yere toplayabilir; sonra da ayakkabılar ve terlikleri çifter çifter sıralayabilir. Ona tam olarak ne yaptığını anlatın ve yaptıklarını ö-vün: “Aferin akıllı çocuk, babacığın terliklerinden birini buldun. Ya öbürü nerde? Güzel. Şimdi bir çift terliğimiz var.”
Bu arada “üç” sözcüğünün ne anlama geldiğini de kavraması gerekir. “Üç”ün baba, anne ve kendi olduğunu öğrenmiştir. Artık, ayıcığı ve pembe tavşanıyla yatınca, yatakta da “üç” olduklarını bilir. “Üç”ün, “bir” ve “iki” den farklı olduğunu anlamaya başlamaktadır.
İSKAMBİL KÂĞITLARI
Çocuklar, üç-beş yaş arasında, basit oyunlardan zevk almaya başlarlar. Bu oyunların birçoğu aslında sayılar ve kümelerle ilgilidir. Bir deste iskambil kağıdıyla, çok eğlenceli oyunlar da yaratabilirsiniz. Ona önce kırmızıları ve siyahlan iki ayrı kümeye ayırmayı öğretin; ikinci aşamada, iskambil kâğıdı destesini önüne koyup, ona bir kupa, bir maça, bir karo ve bir sinek gösterdikten sonra, kalan kâğıtları buna göre “dört” kümeye ayırmasını söyieyin. Başlangıçta biraz karıştırsa da, bu işi şaşılacak kadar kısa sürede başardığını göreceksiniz.
BİÇİM VE BÜYÜKLÜK
Çocuğunuz konuşmayı ve sayı saymayı öğrenirken, aynı zamanda eşyaların biçimleri ve yapıları konusunda da bir şeyler öğrenmektedir. Oyuncaklanyîa ve çeşitli nesnelerle oynaması, aynı zamanda da onlarla, biçimlerini ve yapılarını kavramak için “deneyler” yapması anlamına gelir. “Sırf bir küçük eğlenceymiş gibi başlamıştı!” Hazır olun ki, çocuğunuzun sayılar konusunda ne kadar çabuk ustalaştığını görüp de şaşırmayın.
Giyinmek bile bir sayı oyununa dönüştürülebilir: Bir ayak bir lastik çizmeye girerken, iki çizme bir “çift” oluşturur.
İLK SAYI OYUNLARI•Bedeninin çeşitli bölümlerini sayılarla gösterin: “Bir burun; iki göz; beşparmak…”
•Bir eldiveni bir ele, bir ayakkabıyı
bir ayağa geçirin.
•Oyuncak hayvanları türlerine göre
kümelere ayırın: Koyunlar; atlar;
inekler…”•Düğmeleri ya da logo oyuncak parçalarını renklerine göre ayırın. •Ailenizdeki insanları sayın.
ÜÇ-BEŞ YAŞ ARASI
İskambii kâğıtlarıyla basit oyunlar yaratın.
Sofrayı kurarken sofra takımlarını ve
sofraya oturacak kişilerin yerlerini ona
sayın.
Yıkanacak çamaşırları renklerine göre
ayırmaya yardım ettirin.
•Çorapları, ayakkabıları, eldivenleri, çift çift
ayırmayı gösterin.
Avucunuza bir-iki tane madeni para
koyup, kollarınızı arkanıza saklayarak, hangi
avucunuzda olduğunu sorun. Bulunca
avucunuzu açıp. içinde kaç tane para
olduğunu sayarak gösterin. Unutmayın
Çocukların tümü, farklı şeyleri, farklı aşamalarda öğrenirler. Geç yürüyenler, erken konuşmaya başlayabilir; tersi de olur. Bundan çıkaracağınız sonuç, çocuğunuz sayıları kolayca kavrayamıyorsa, bunu dert etmemek gerektiğidir, önünüzde daha bol bol “öğrenme zamanı” var.
Küçük bir bebek bulur; onu da açınca, içinde daha küçük bir bebekle karşılaşır. Bu her çocuğu -hattâ her erişkini!- hayran bırakan bir o-yuncaktır.
BEŞ YAŞ
Sayıları bıkıp usanmadan tekrarlamanın ve her seferinde açıklamanın amacı, beş yaşına ulaşınca çocuğunuzu temel sayı kavramlarına artık iyice alıştırmaktır. 20’ye kadar sayarak, sizi ve yakınlarınızı hayran bırakabilir; ama sayıları ezbere birbiri ardına sıralamak yerine, “bir”in “üç”ten ayrı bir şey olduğunu gerçekten kavraması, çok farklı bir şeydir.
Bir okul öncesi çocuğunun “üç’: kavramını gerçekten edinmesi yeterli olmakla birlikte, parmaklarımız gözlerimizin önünde bulunan sayılabilir nesneler olduğundan, “beş” kavramına da akiı erebilir. Böylece, sayılandırma kavramı konusunda sağlam bir temel edinmiş olur ve okula başladığında ilk derslerde, yadırgamayacağı, “tanıdık” şeylerle karşılaşır.
Parçalan yerine yerleştirme bulmacaları saatlerce eğlence demektir. Sayıların, resimlerin yan yana getirilmesine dayanmaları, sayılan tanımayı meraklı bir eğlence haline getirir. Bunları anlamasına yardımcı olmak için, ona eşyaların adlarını söylemeniz, biçim ve büyüklükler konusunda açıklamalar yapmanız son derece yararlıdır.
Oynaması için eline oyuncak macunu ya da hamuru verdiğiniz zaman, bir top, bir plak ya da bir sosis yapmasını söyleyin. Siz de macun ya da hamurla farklı büyüklükierde nesneler yapıp, ona ne yaptığınızı anlatın: “Büyük” top ile “küçük” topu, uzun ve ince sosis ile kısa ve şişman sosisi gösterin. Ve birçok kez tekrarlayın.
Onunla günlük konuşmalarda da dikkatini büyüklük kavramı üstünde yoğunlaştırın: “Koca baba, küçük bebek”; “kocaman anne kedi, minnacık yavru kedi”… Hayvan oyuncaklarıyla da aynı oyunu oynayabilirsiniz. Çocuğunuzdan anne inek ile küçük yavru ineği eşleştirmesini isteyin. Boşluk ve büyüklük kavramlarını edinmesi için harika bir oyuncak da, farklı büyüklükteki bebeklerin içice girdiği, “matriyoşka” adı verilen Rus oyuncağıdır: Çocuk büyük bebeği açar, içinde daha küçük bebekle karşılaşır.
En eski sayma ve hesap yöntemlerinden biri olan abak (ya da abaküs, çörkü), boncukların teller ya da çubuklar üstünde kaydırılmasına dayanır ve günümüzde hâlâ çok işe yarar; üstelik, çeşitli renklerde boncuklar (ya da halkalar) çocuklar için çok çekicidir.