ÇOCUKLAR VE BÜYÜKANNE-BABALAR
BÜYÜK ANNE-BABALAR YARDIM MI YOKSA ENGEL Mİ?
Bebeklerin çoğu hazır anne-babalarla ve büyükanne-büyükbabalarla
donatılmış bir biçimde dünyaya gelirler; ama herkes yeni rolünü üstlenmeye hazır mıdır acaba? İncelikle, ustalıkla davranmayı başarabilirseniz, ilişkilerin gerginleşmesini, hattâ, bozulmasını önlemeyi başarır, birlikte geçirilecek
saatler ya da günleri, “büyük” aile halinde yaşamanın yalnızca keyifli
dakikalarının tadı çıkarılan sürelere dönüştürebilirsiniz.
Bebeğin dünyaya gelişi ailede büyük bir coşku kaynağı olurken, bir yandan da, aile üyelerinin, o güne kadar rollerinin değişmesini kabul etmeleri ve bu yeni rollerine alışmaları konusunda bazı sorunlara da yol açabilir. Anneniz ve babanız ile eşinizin annesi ve babası, durup dururken birer büyükanne ve büyükbaba haline gelirler. Sizin ve eşinizin de. hem anne-baba, hem de birer evlat olmak gibi ikili bir role uyum sağlamanız gerekir.
Aşağı yukarı bütün büyükanne ve büyükbabalar, üstlendikleri yeni rollerden büyük sevinç duyarlar ve çoğunlukla, torunlarının, yani bebeğinizin tadını sizden de, eşinizden de
çok çıkarıyormuş gibi görünürler. Aslında en çok sorun da, “büyükannelik-büyükbabalık” rolüne aşırı coşkuyla sarıldıkları ve bu konuda sizin, eşinizin düşüncelerini sormadan yeni bebeği ilgilendiren planlar yaptıkları zaman ortaya çıkar.
Çocuk büyüdükçe, büyükaannesi ve büyükbabasıyla annesine ve babasına oranla daha kolay ve rahat bir ilişkiye gireceği için (büyükanne ve büyükbabalar, anne-babalar gibi kendilerini onun yetişmesinde pek sorumlu hissetmediklerinden, torunlarının her davranış ve aşın isteğini hoşgörme eğilimindedirler), herkesin rollerinin ve bu arada sorumluluklarının önceden açıkça belirlenmesi hem çok küçüklerin, hem de yaşlıların, yaşamın keyfini çıkararak, küçük basit şeylerden haz duyacak bol bol vakitleri vardır. Bu, aralarında gerçek bir bağ yaratır ve size de biraz kafanızı dinleyecek zaman bırakabilir.
BÜYÜKANNE-BABALAR
DİKKAT!
•İnce ve anlayışlı olun. Anneniz ya da kayınvalideniz, bebek için bir sürü şey örmeye karar verebilirler. Onları, sizin hiç hoşunuza gitmeyen ve bebeğe hiç giydirmeyeceğiniz bir şey yapmış olmak durumunda bırakmayın. Örgü patronlarını birlikte inceleyin: Gerçekten hoşunuza gidecek bir şeyler yapmaktan mutluluk duyacaklardır.
•Eşinizin anne-babasıyla aranız pekiyi olmayabilir ya da eşiniz sizinkilerle pek iyi anlaşamayabilir. Ne var ki, onlar çocuğunuzun büyükanneleri ve büyükbabalarıdır; bu yüzden, kişisel önyargılara kapılmamaya çalışmanız gerekir. Bırakın, çocuğunuz büyükanne ve büyükbabasıyla, sizin olumsuz etkinizi hissetmeden doğrudan ilişki kursun.
•Büyüklerin öğütlerini her zaman iyi karşılayamaz ve herhangi bir müdahalelerine alınabilirsiniz. Oysa pratik yardım farklı bir konudur: Her genç anne ev işlerinde yardım görse, hiç de fena olmaz.Bebeğin altını değiştirme zamanında yardım etmesine engel olmamak, büyükannenin, sizin yeni yaşamınızda yararlı bir yeri olduğunu düşünmesine yardımcı olur. önem taşır. Bebeğin “büyük aile” yaşamına getireceği değişiklikleri tartışmaya başlamanın en uygun zamanı, hamilelik dönemidir. Büyükanne ve büyükbaba adayları, bu aşamada, size ve eşinize deneyimlerine dayalı yararlı öğütler vererek, çeşitli konularda yardım ederek, son derece olumlu bir işlev görebilir.
DENEYİM YARARLI MI?
Başınızdan geçmekte olan her şeyin, yıllarca önce de olsa, annenizin ya da eşinizin annesinin (kaynananızın) başından geçmiş olduğunu unutmayın. Sözgelimi, dünyaya gelecek bebeğin giysilerini, çamaşırlarını birliKte satın alırsanız, size büyük yardımları dokunabilir.
Ama çok geçmeden, bebeğinizin yetiştirilmesine ilişkin daha duyarlı konuların gündeme gelmesi ve bazı soruniara yol açması da, gözardı edilemeyecek kadar sık rastlanan kendiniz vermenizdir.
Öne sürülen düşünceyi beğenmezseniz, içten bir gülümsemeyle, ama kararlı bir sesle, önerinin güzel bir öneri olduğunu, ama bu konuda daha farklı bir şey denemek istediğinizi söyleyin. Annenize ya da kaynananıza karşı başlıca üstünlüğünüz, çocuğunuza elinizden gelen en iyi biçimde bakıyor olmanız, onların da bunu görmeleridir. Dolayısıyla, kendinizi ezdirmeyin ya da önerilerine uymadığınız için suçluluk duygusuna kapılmayın. Yalnız bu arada, farklı düşünseniz bile, bazı önemsiz kararlarda onların dediğine uymaktan da geri kalmayın. Öğütlerini, önerilerini, sürekli geri çevirmeniz, büyüklerinizin kırılmalarına yol açabilir ve içlerinde, ailenizin yaşamından “dışlandıkları” duygusu yaratabilir.
ÇALIŞAN ANNELER
Hamilelik döneminde ve bebeğin dünyaya gelmesinden sonraki dönemde annenin çalışması karşısındaki tutum, günümüzde eskiye oranla tepeden tırnağa değişmiştir. Günümüzde, anne adaylarının çoğu, hamileliklerinin ileri aylarına kadar, çalışmayı sürdürmektedirler. Hattâ önemli bir yöneticilik görevi bulunan bir anne adayının, görevini doğum yapacağı güne kadar sürdürdüğü gibi öyküler bile duyulmaktadır. Bebeğin dünyaya gelmesinden sonraki bir olaydır.
KUŞAK FARKI
“Yeter ki biri altımı değiştirsin, kimin sırası olduğu umurumda değil.” Bebek ve çocuk yetiştirmeye ilişkin pek çok anlayış, geçtiğimiz 15-20 yıl içinde aşağı yukarı bütünüyle değişmiştir. Dolayısıyla, görüşleriniz büyüklerinizin görüşleriyle çatışırsa sakın şaşırmayın. Burada işin püf noktası, öğütleri can kulağıyla dinlemeniz, ardından da, bu öğütlere uyup uymamak konusundaki kararınızı belirlemenizdir.
Bu konu, yalnızca ülkemizde değil, çalışma yaşamındaki kadınların sayısının çok daha fazla olduğu Batı ülkelerinde bile, tartışma konusu olmayı sürdürmektedir. Büyüklerinizin bu konuda kuşkusuz kendi görüşleri olacaktır; ama, sizin de, kendiniz için en iyi olduğunu düşündüğünüz şeyi yapmaya yerden göğe kadar hakkınız vardır. Ailenizin gelirine destek olmak için ya da çalışmaktan hoşlandığınız, meslek yaşamınızda ilerlemeyi sürdürmek istediğiniz, ekonomik bağımsızlığınızdan vazgeçmek istemediğiniz için (ya da bunların tümünü birden gözönünde tutarak), bir an önce çalışma yaşamına dönmek isteyebilirsiniz.
SUÇLULUK DUYGULARI
Büyükler bunu anlamakta zorluk çekebilir ve sizi çocuğunuzu “ihmal etmekle” suçlayabilirler. Bu durumda, belki siz de olayı enine boyuna düşünmüş olduğunuz ve pek az kararda “doğru olan şeyi yapıyorum” güvencesi bulunduğu için, suçluluk duygusuna kapılma-manız çok güç olacaktır. Başka bir deyişle, onların sizin işe dönmeniz konusundaki korku ve kaygıları, belki de sizin kendi korkularınızı ve kaygılarınızı yansıtıyor olacaktır. Gene de, güç de olsa yeniden çalışma kararını verdinizse, teslim olmaya yanaşmayıp, bu kararı vermenin size düştüğünü, hoşlandığınız işle uğraşmayı sürdürmenizin çocuğunuza da pekâlâ yararı dokunabileceğini (her şey bir yana, mutlu bir annenin bebeği de mutlu olur) onlara anımsatın.
YUVAYA GİTMEK
Çocuğunuz yuvaya başlayınca, büyüklerinizden onu almaya sizinle birlikte gelmelerini isteyebilirsiniz. Büyüklerin okul öncesi eğitim düşüncesine kafaları yatmamış, “çocuk yabancı ellerde” diye karalar bağlamış olabilirler; onları bu yolla işin içine katmanız, hem çocuğunuzun yuvada arkadaşlar arasında mutlu olduğunu görerek içlerinin rahat etmesini, hem de çocuğunuzun ilk öğrenme yıllarına yardımcı oldukları izlenimi duymalarını sağlayabilir.
Büyüklerin, insanın tepesini attıran bir âdetleri vardır: Bütün bunları çok daha önce kendilerinin yapmış olduklarını, bu yüzden de sizden daha iyi bilmeleri gerektiğini söyler dururlar. Onların kendi çocuklarını yetiştirmiş oldukları tartışma götürmez bir gerçektir; ne var ki, söz konusu olan sizin çocuğunuzdur ve işleri kendi bildiğiniz gibi yapmanız, kendi hatalarınızı işlemenize izin verilmesi fırsatın} beklemeniz, en doğal hakkınızdır. EN İYİSİNİ Mİ BİLİYORLAR?
Ayrıca onlara, bu konudaki görüşlerin değiştiğini, tıp araştırmalarının akıl durdurucu bir hızla ilerlemiş olduğunu, bu yüzden de onların döneminde bebek için iyi olduğu düşünülen şeylerin birçoğunun, günümüzde bebek için iyi görülmediğini söyleyebilirsiniz. Bebeğe en uygun gelecek şeyin ne olduğunu çeşitli yöntemleri deneyerek görmek istediğinizi söyleyerek de, içlerini yaptırabilirsiniz: Bu, onların öğütlerine her zaman değil, bazen uyacağınızı söylemenin ustalıklı bir yoludur.
Beslenme, anne-baba ile büyüklerin birbirleriyle çekişmelerine en çok yol açan konulardan biridir.Tartışmaların büyük bölümü, yıllar içinde çocukların yemek alışkanlıklarıyla ilgili bakış açısındaki temel değişmeden kaynaklanır. Eskinin şaşmaz yemek saatleri ve “zorla yedirme”, günümüzde gereksiz ve yararsız görülmektedir. Ayrıca, bebeğiniz üstünü başını ve erişebildiği bütün yüzeyleri yemekle berbat ettiği zaman büyüklerin saçları dimdik oluyorsa, onlara bundan ergeç bıkıp vazgeçeceğini, kendi istediği zaman üstü başı
Eski fotoğraflara bakmak ve kendi çocukluklarından söz etmek, ailenin çeşitli kuşaklarını bir araya getirir. Çocuklar büyüdükçe anne-babalarının da bir zamanlar çocuk olduklarını öğrenir ve şaşakalırlar. Buna karşılık anne-babalar da, kendi annelerinin ve babalarının geçmişleriyle ilgili fotoğrafları gördükçe, birçok konuda şaşkınlığa düşebilirler.
NASIL YARDIM EDEBİLİRLER?
*Ev işleri
Ev işleriniz için onlardan yardım isteyin. Bebek dünyaya gelmeden önceki bütün işlerle aynı ölçüde başa çıkmanızı kimse beklemez. Büyüklerin çoğu yardımdan hoşlanır, böylece size, bebeğinizle daha çok bir arada olma zamanı sağlarlar. •Anne-baba yokken, yanında kalıp bebeğe bakmak
Bebeğinizin güvenilir ellerde olması koşuluyla, ara sıra çocuğunuzdan uzaklaşarak eşinizle başbaşa dışarı çıkmanız, hem siz hem de eşiniz açısından önemlidir. Büyükanneler ve büyükbabalar genellikle bebekle kalmaya can atarlar. Bununla birlikte, yalnızca onlara ihtiyacınız olduğu zaman bebeği görmelerini istememeye dikkat edin. Bu, çabucak gücenmelerine yol açabilir. *Öğüt
Büyüklerinizin bebeğiniz ya da küçük çocuğunuz konusunda verecekleri pek çok yerinde öğüt, işinize yarayabilir. Kendini bilen bir büyük, yalnızca siz istediğiniz zaman öğütte bulunacak ve siz bu öğütleri tutmazsanız, gücenmeyecektir. Birçok konuda düşünceleriniz farklı da olsa, ara sıra bir büyüğün görüşlerini almak yararlı olabilir.
İLGİ YOKSUNLUĞU
Klişe haline gelmiş kanının tersine, bazı büyükanne ve büyükbabalar da, torunlarıyla yeterince ilgilenmiyormuş gibi görünerek, sorun yaratırlar. Bunun çok çeşitli nedenleri olabilir:
• Siz bu işi hiçbir yardıma gereksinme duymayacak ya da istemeyecek kadar iyi haliediyormuş gibi görünürsünüz.
• İşinize karışmamaya öylesine dikkat ediyorlardır ki, işi sizin ya da torunlarının yanına uğramamaya vardırıyorlardı.
• Belki de, yaşamlarının bu geç aşamasında, küçük bebeklerle ya da çok küçük çocuklarla ilgilenmeye güçleri olmadığını hissediyorlardı, kendilerinin ihmal edildiklerini hissediyorlardı. Bu durumda, onları aile yaşamınıza daha çok sokmanız gerekir: Bebeğin altını değiştirmeye, yemek saatlerine, gezmeye gidişlerinize, vb. yardım etmelerini isteseniz iyi olur.
Büyüklerinize gücenmemeye çalışın. Yapıcı olun; onları aile yaşamınızın içine almaya gayret edin; büyük bir olasılıkla çocuklarınızın, onları taparcasına sevdiklerini farkedeceksiniz.
Yaptığınız her şeyi, çok doğal olarak, kendi günlerinde olup bitenlerle karşılaştırmaya kalkan büyüklerin bazı yorumlarından, zaman zaman rahatsızlık duymanız kaçınılmazdır. En çok karşılaşacağınız bazı eleştirilerde kendinize şu aşağıdakileri rehber edinin: “Sen onbir aylıkken, yürüyordun” (ya da “babası onbir aylıkken yürüyordu”). Bütün bebekler farklı hızlarla gelişir. Bebeğiniz bedeni hazır olduğu zaman, yürümeye başlayacaktır; belki de yürüme becerisi şu anda bütünüyle gelişmiş durumdadır da, henüz yürümeyi gözü kesmiyordun Üzülmeyin ve onu zorlamayın; bütün bebekler ergeç yürümeye başlar.
“Dört yaşında bir çocuğun bu kadar çok TV seyretmesi sana fazla gelmiyor mu?” Bu sorunun arkasında yatan mesaj, “Ben onun çok televizyon seyrettiği kanısındayım”dır. Bunun eleştiri değil, yalnızca bir görüşten hem de sizinki kadar geçerli olan bir görüşten başka şey olmadığını düşünün. Bazı televizyon programları çok öğretici ve eğlendiricidir. Ama birçoğu da, küçük çocuklar için gereksiz, bazen de zararlıdır, “Biz eskiden şöyle yapardık.” Buna verilecek elden geldiğince doğal tek yanıt şudur: “Evet, her şey ne kadar değişti ve gelişti değil mi?”
Bu arada haksızlık etmemek için, şunu da belirtmekte yarar var: Büyükler gerçekten yardım etmek istiyor olabilirler. Şunu da aklınızdan çıkarmayın: Bebeğinizi dünyaya getirdikten sonra yorgun olduğunuz, yaşamınız apansızın bir sürü yeni iş dolu ve çok çaba, dikkat ister duruma geldiği için, söylenenlere aşırı alınganlaşmış olabilirsiniz.
ŞIMARTMAK
Bebeği, küçük çocuğu şımartmak, pek çok anne-babanın en korktukları şeydir ve çoğunlukla, büyükannesinin ve büyükbabasının çocuğu şımarttıklarını düşünürler. Oysa, çocuklara iyi davranmak, onları şımartmaz. Öyleyse bırakın herkes hoşuna gideni yapsın. Bu hoşgörü yalnızca, çocuğunuzun, sizin ve babasının da ona büyükannesi ve büyükbabası gibi davranmanızı istemesi durumunda sorun yaratır. 0 zaman da, kesin bir dille şunları söyleyin: “Büyükannenlere gittiğinde birçok şeyi yapmana izin veriyorlar ama, bizim evimizde kurallarımız farklı.” Çocuğunuz farkı anlayacak, kurallar açık-seçik biçimde belir-lenmişse ve şaşmaz biçimde uyuluyorsa, bunları hiç rahatsız olmadan benimseyecektir.
SİNİRLENMEYİN!
Yapabileceğiniz en kötü şey, bebek konusunda büyükanneler ve büyükbabalarla tartışmaya girişmektir. Bebek çabucak bu gerginliği algılayacak, ardından da herkes mutsuz olacaktır. Yapıcı olun. Büyükleri yaptıkları iyi şeyler için övün. Unutmayın ki, büyükler geçmişteki kendi bebekleri konusunda en kötü şeyleri unutur, yalnızca iyi zamanlarını anımsarlar. Bu da çok doğal bir şeydir; başka türlüsü beklenemez. Rahatlamaya çalışın ve bırakın çocuğunuza istedikleri kadar hoşgörülü davransınlar.
Aşağı yukarı her çocuk kendisine bir şeyler okunmasından hoşlanır; büyükanneler de, genellikle masalları, öyküleri bir tiyatro sanatçısı gibi canlandırmakta çok ustadırlar.
Büyükanne ve büyükbabaların çoğunlukla, anne-babalann ellerinde olmayan, harcayacak bol bol vakitleri vardır.