Hamilelik Döneminde Hangi Laboratuar İncelemeleri Gerekir?
Kan Gruplarının Belirlenmesi
Daha önceden bilinmiyorsa anne ve baba adayının kan grupları genel olarak ilk gebelik muayenesinde belirlenerek takip kartına işlenir. Kan grubu parmaktan alınan kanda belirlenir.Anna adayının kan grubunun Rh(-) baba adayının Rh(+) olması durumunda Rh uygunsuzluğundan bahsedilir.
Yukarı
Tam Kan Sayımı
Genel olarak ilk gebelik muayenesinde bir kez ve yine ilerleyen gebelik haftalarında da bir ya da iki kez daha kan sayımı yapılır.Gerekli durumlarda bu inceleme daha fazla sayıda da yapılabilir.En basit şekliyle yapılan kan sayımı kanın hemoglobin yoğunluğunu böylece anne adayında kansızlık olup olmadığını belirler.
Bunun dışında kanda alyuvar yoğunluğu, akyuvar sayısı, trombosit sayısı, alyuvarların büyüklüklerini ve diğer bazı özelliklerini otomatik olarak hızlı bir şekilde belirleyen aletler sayesinde kanın çok çeşitli özellikleri hakkında bilgi sahibi olunabilir.
Akyuvar sayısı enfeksiyon hastalıklarının tanısında, hemoglobin yoğunluğu, hematokrit ve alyuvar sayısı kansızlık tanısında, alyuvarların ortalama hemoglobin içeriği ve büyüklükleri kansızlığın nedeninin belirlenmesinde, trombosit sayısı ise kanamayı durdurucu bu hücrelerin yeterliliği hakkında çok önemli bilgiler verir.
-Kansızlık tanısı konduğunda bu durumun demir eksikliği, B12 ve/veya folik asit vitamini eksikliği veya kalıtsal bir hastalığa bağlı olup olmadığı konusunda genel bir fikir edinilir.
-Akyuvar sayısı gebeliğe bağlı fizyolojik artışın üstüne çıktığında enfeksiyona, aşırı düşmesinde ise akyuvar yapımını bozan bir hastalığa işaret edilebilir.
-Trombosit sayısı gebeliğe bağlı fizyolojik düşüşün daha altında düşmüş olarak saptandığında kanamayı durdurmaktan sorumlu bu hücrelerin gereksiz yere harcanmasına neden olan bir hastalıktan şüphelenir.
Yukarı
Tam İdrar Tahlili (TİT)
İdrar vücudun bir aynasıdır.Bu nedenle gebelikte idrar tahliline sıklıkla başvurulur ve beklide gebelik boyunca en sık başvurulan inceleme budur. Tam idrar tahlilinde vücuttan atılan maddelerin yoğunluğuna bakıldığı gibi, idrar sedimenti adı verilen incelemeyle idrar çökeltisinde akyuvar, alyuvar ve bakteri gibi canlı hücreler ve idrar yolu taşına işaret edebilecek maddeler aranır. İdrarda protein (albumin), aseton (keton), bilirubin görülmesi, ürobilinojenin aşırı artış olduğundan saptanması her zaman ileri inceleme gerektirir. İdrarda glikoz varlığı ise gebelikte belli bir dereceye kadar normal kabul edilmekte beraber inceleme gerektirir.
Yukarı
Gebelikte Tam İdrar Tahlili İle
-İdrar yollarında enfeksiyon bulguları saptanabilir (idrar sedimentinde normalden fazla alyuvar ve/veya akyuvar hücresi görülür).
-Erken gebelik döneminde aşırı bulantı ve kusmaları olan anne adayının genel beslenme durumu değerlendirilebilir (idrarda aseton –keton- çıkışı açlığa işaret eder ve açlık derecesiyle doğru orantılı olarak keton pozitifliği de artar).
-Gebeliğin ilerleyen aşamalarında tansiyon yükselmesiyle beraber idrarda protein varlığı ile preeklampsi(Gebeliğe bağlı yüksek tansiyon) tanısı konulabilir.
-Anne adayının yeterli su içip içmediği değerlendirilebilir (yetersiz su içtiğinde idrarın rengi koyulaşır ve yoğunluğu artar).
Yukarı
İdrar Kültürü ve Antibiyogram
Gebelik idrar yolu enfeksiyonlarının gelişmesini kolaylaştırır.İdrar sedimentinde akyuvar, alyuvar ve bakteri görülmesi idrar yollarında enfeksiyona işaret eder ve antibiyotik tedavisi gerektirir.Ancak antibiyotiklerin her türlü bakteriye etki etmemesi nedeniyle idrar kültürüyle bakterinin cinsi belirlenerek enfeksiyon tedavisi yapmak daha uygundur.
Uygun koşullarda alınan idrar örneğinde varolan bakteri özel besin maddeleri eklenerek üretilir (kültüre edilir) ve bakterinin bazı antibiyotiklere hassasiyeti ölçülür.Bu hassasiyet ölçümüne antibiyogram adı verilir.
Kültürde üreme olmazsa “steril” yani tedavi gerektirecek bakteri içermeyen idrardan bahsedilir.Üreme “100.000 koloni altındaysa” bu durumda üreyen bakterinin anne adayının kendisindeki bir enfeksiyondan değil numunenin barındırıldığı kaptan, genital dokulardan veya başka kaynaklardan bulaştığından şüphe edilir ve gerekirse inceleme tekrarlanır.
“100.000’in üzerinde üreme” durumunda ise mutlaka idrar yollarında tedavi gerektirecek sayıda bakteri var demektir.Bakterilerin hangi antibiyotiklere hassas olduğunu belirten antibiyogram raporuna göre uygun antibiyotik tedavisi verilir ve tedavi bitiminde genellikle 15 gün sonra tedavi başarısını değerlendirmek amacıyla idrar kültürü tekrarlanır.
Anne adayını hiçbir şikayeti olmasa bile idrar kültüründe üreme olduğunda ileride oluşabilecek ciddi enfeksiyonları ve bunların sonuçlarını önlemek amacıyla antibiyotik tedavisi yapılır.Bu amaçla anne adaylarında gebeliğin başında bir kez ve mümkünse sonuna doğru bir kez daha idrar kültürü yapılarak muhtemel bir üreme saptanması ve uygun bir şekilde tedavi edilmesi uygundur.
Enfeksiyon Tarama Testleri Kanda toksoplazma, kızamıkçık ve tercihen frengi tarama testleri gebelik planladığı dönemde yapılır.Bu amaçla anne adayından alınan kanda toksoplazmaya özgü IgG ve IgM türü antikorlar; kızamıkçığa özgü Rubella IgG ve IgM türü antikorlar ve frengi için genellikle VDRL adı verilen inceleme yapılır.Bu üç enfeksiyon türü gebelik döneminde geçirildiğinden bebekte doğumsal kusurlar yaratabildiğinden gebelik öncesi dönemde belirlenmeleri daha uygundur.
Yukarıdaki incelemelerin gebelik öncesi dönemde yapılmaması durumunda doktorların bir kısmı aynı incelemelerin gebeliğin başında da yapılabileceği görüşünü taşırken, bazı doktorlar bu incelemelerin yalnızca yukarıdaki hastalığa özgü belirtileri olan anne adaylarında yapılması gerektiği görüşünü taşırlar.Hangi görüşün daha geçerli olduğu henüz tartışmalıdır.
Bazı doktorlar anne adaylarına TORCH incelemesi (torç okunur ve Toksoplazma, Others (diğerleri), Rubella (kızamıkçık), CMV (sitomegolavirus) ve HSV (Herpes simpleks virüsü) kelimelerinin baş harflerinin birleştirilmesiyle oluşturulan bir kelimedir) adı altında bir inceleme yapılmasını önerirler.Anne adaylarının kanında yukarıda adı geçen çok sayıda enfeksiyon etkeninin belirlenmesine yönelik yapılan bu inceleme gerek pahalı olması, gerekse yorumlanmasının çelişkilerle dolu olması nedeniyle giderek daha az sıklıkla uygulanır duruma gelmiştir.
Hepatit B ve risk taşıyan anne adaylarında HIV (AIDS hastalığı etkeni) tarama testlerinin ise gebeliğin sonlarına doğru yapılması uygundur.
Yukarı
Şeker Hastalığı Tarama Testi
Gebelik, başta duyarlı bireyler olmak üzere (kilolu anne adayları, ailesinde şeker hastalığı olan anne adayları gibi) daha önceden hiçbir sorunu olmayan bireylerde de şeker hastalığı oluşma riskini artıran bir durumdur.
Bu yüzden anne adayları 24-28. gebelik haftaları arasında şeker tarama testine tabi tutulurlar.PPG (tokluk kan şekeri) adı verilen bu testte anne adayına günü herhangi bir saatinde açlık yada tokluk durumuna bakılmaksızın 50 gram glikoz (saf şeker) içirilir ve bir saat sonunda kan şekeri ölçümü yapılır.Test sonucu belli bir değer üzerinde bulunursa bu kez 100 gram glikoz ile şeker yükleme testi yapılır.(OGTT) Bazı risk faktörlerinin varlığında 50 gram ile şeker tarama testi yerine direkt olarak şeker yükleme testi yapılması daha uygun olabilir.
Kan Biyokimyası Gebelik döneminde özellikle gebeliğin erken dönemlerinde başta karaciğer ve böbrek olmak üzere organların işlevlerini değerlendirmek için bir çok kan testi istenme yaklaşımı doktorlar tarafından yaygındır.Belli bir hastalığı olmayan bir anne adayından bu tetkikleri istemenin gerekli olup olmadığı henüz tartışma konusudur.Yine gebelik başladığı andan itibaren kan biyokimyası önemli değişikliklere sahne olur.Buna bağlı olarak kanda bulunan maddelerin normal değerleri değişir ve yorum yapmak zorlaşabilir, hatta yanlış yorumlar yapılabilir.
Benim görüşüme göre, “kan biyokimyası ölçümleri” tercihen gebelik öncesi dönemde yapılmalıdır.Gebelik döneminde yapılan ölçümler ise yorumlanırken çok dikkatli olunmalıdır. Yapılacak olan tetkikler kan sayımı, kreatinin (böbrek işlevlerini değerlendirmek için), SGOT ve SGPT (Karaciğer işlevlerini değerlendirmek için); yemek yenilen zaman dikkate alınmadan herhangi bir zamanda bakılacak kan şekeri şeklinde olması yeterli olacaktır.
Yukarı
IDC(Indirect Coombs Testi)
Yalnızca kan uyuşmazlığı olan anne adaylarında yapılan incelemedir.Belli aralıklarla kanda bebeğin alyuvarlarına karşı gelişmesi muhtemel antikorlar bu dönemde belirlenir. Antikorlar müspet bulunduğunda ileri inceleme gerekebilir.