Eroin
Edilgen bağımlılık yaratan ağrı kesici narkotikler arasında eroin bir prototip olarak kabul edilebilir. Eroinden kaynaklanan edilgen bağımlılığa ilişkin kuramlar birçok açıdan, bütün uyuşturuculardan kaynaklanan edilgen bağımlılıklara uyarlanabilir.
Eroinman kadında amenore (uzun süre âdet görmeme) sık görüldüğünden gebelik genellikle 3. ya da 4. aydan sonra fark edilir. Bu da gebeliğin yasal yollarla sonlandırılmasını olanaksız kılar.
Ayrıca uyuşturucunun etene engelini aşarak dölütün dokulannda biriktiği de bilinmektedir. Böylece dölütte, annenin uyuşturucuya başladığı zamana, kullanılan uyuşturucunun miktarına ve niteliğine göre değişen bir tolerans ve fiziksel bağımlılık oluşur. Kadının uyuşturucudan yoksun kalması dölüte de yansır. Bu durum eteneden kan akımının azalmasına yol açarak dölütün oksijensiz kalmasına neden olur. Aynca uyuşturucuların solunum merkezi üzerindeki ketleyici etkisi annedeki solunum etkinliğini azalttığından, dölüt zaten az oksijenli ve bol karbon dioksitli bir ortamda bulunmaktadır. Uyuşturuculann, annenin solunum merkezine etkileri sonucunda normal olarak gebe kadınlarda görülen hızlı soluma ortadan kalkar ve dölütün kanındaki karbon dioksit miktarı daha da artar.
Uyuşturucular dölütün beyni üzerinde iki türlü etki gösterirler. Bir yandan doğrudan etki ile beynin normal gelişimini engellerken, öte yandan dölütün kanındaki karbon dioksit miktarını artırarak solunum merkezinin etkisini azaltır ve vücuttaki oksijen dolaşımında dengesizliklere ve solunum durmasına yol açarlar.
Uyuşturucular gebeliğin sonuna değin kullanılırsa, doğum sırasında uyuşturucunun çocuğa geçişinin aniden kesilmesi, çocukta yetişkİnlerdekine benzer bir yoksunluk sendromunun ortaya çıkmasına neden olur (olguların yüzde 55-90’ında).