Kıl Koparma Hastalığı
Bazı kişiler kendi vücutlarından kıl koparırlar. Saçlarını, kaşlarını yolup dururlar. Çoğu bize geldiğinde saçları belirgin biçimde seyrekleşmiştir. Gür saçlı genç kızların kafa derileri seyrelen saç telleri arasından pembe-beyaz parıldar hale gelmiştir. Bu hastalığa ‘kıl koparma deliliği’ anlamında ‘trikotilomani’ denir.
Trikotilomanlar kesinlikle deli falan değildirler, akli dengeleri gayet yerindedir. Sadece dürtülerini kontrol edemezler. Bu işi irade dışı yaparlar. Kendi vücudundan kıl koparma dürtüsüne bir türlü karşı koyamazlar veya ancak kısa bir süre kendilerini yolmayı durdurabilirler. ‘İradeni kullan, saçını koparma’ türü nasihatlerin hiç, ama hiç faydası olmaz.
En çok yolunan vücut bölgesi saçlardır. Kılın olduğu bütün bölgeler, başa göre daha nadir de olsa yolunur. Kaşlardan, kasık bölgelerinden, koltuk altından, göğüslerinden, kollarından tüy yolanlar vardır. Geçen yıllarda Amerika’da yapılan bir araştırmada 2500 üniversite öğrencisi incelenmiş, her 200 öğrenciden birinde kıl koparma hastalığı tespit edilmiştir. Hatta bazı araştırmalarda nüfusun %4’ünün hastalık derecesinde kendi tüylerini yolduğu bildirilmiştir. Hastalığın ortalama başlangıç yaşı 17’dir. Ancak okul öncesi dönemde bile başlayabilmektedir. Kızlarda erkeklere göre dört kat daha fazla görülür.
Trikotilomanlar, kıllarını ‘bilerek’ yolarlar. Sonra da seyrekleşen saçlarına, parlayan kafa derilerine üzülüp dururlar. İrade devre dışı kalmıştır bu hastalıkta. Tüylerini yolmadan önce giderek artan bir gerilim hissi yaşarlar, yolduktan sonra da bir rahatlama, hatta bazen zevk duyarlar.
Evet, bazen bu saç yolma işi insana zevk bile verebilir. Bu işten zevk alınması kesinlikle kel kalmaktan hoşlanıldığı anlamına gelmez. Kişi kendini kel yapar, ama kelliğine gözyaşı dökmekten de geri kalmaz. Kumarbazın hayatını mahveden iptilasından zevk almasına benzetilebilir trikotilomani.
Kıllarını yiyenlerle bile zaman zaman karşılaşırız. Kafasında çıplaklaşan alanlar oluştuğu için kendinden nefret eden trikotiloman, kıl yemekten büyük bir utanç duyar. Tat falan aldığını da zannetmeyin kıldan. Ama dedik ya, bu hastalıkta irade devre dışı kalmıştır. Bazen mide veya bağırsak duvarına yapışan kıl topakları sertleşip taşlaşırlar, karın ağrılarına, bulantıya, kusmaya, kötü ağız kokusuna, iştahsızlığa, kabızlık veya ishale, midede gaza, hatta kanamaya yol açarlar.
Takıntı hastası el yıkama ihtiyacına, kapıları bacaları kontrol etme isteğine, sayma arzusuna direnemez veya direnirse de büyük bir azap çeker. Kıl koparma hastası da tüyünü yolma dürtüsüyle mücadele edemez. Ancak trikotilomanlar genellikle farkında olmadan, otomatik olarak kıl koparırlar. Halbuki takıntı hastaları el yıkarken, yoldan dönüp kapıyı kapatıp kapatmadıklarına tekrar tekrar bakarken, plaka numaralarını toplayıp bölerken, başından sonuna kadar ne yaptıklarının farkındadırlar. Bazı trikotilomanlar kıl koparmaktan bir parça da olsa zevk alırlar, takıntı hastaları ise yaptıkları ‘merasimlerden’ en ufak bir haz duymazlar.
Saç yolma hastalığında da beynin iç bölgelerinde ‘bazal gangliyonlar’ adı verilen bir grup gri alanın hastalandığı tespit edilmiştir. Takıntı hastalığında da alın bölgemiz ve bazal gangliyonlar rahatsızlanmıştır. Ancak takıntıları gidermekte çok etkili olan ilaçlar, tüy koparmayı aynı başarıyla önleyemezler. Demek ki bu iki hastalık birbiriyle akraba, ama yine de farklı iki hastalıktır.
bendede aynı rahatsızlık var ama sadece bende oldugunu sanıyordum yani yürünün tek örneyiyim diyordum taki bugün ayşe armanın sigarayı bırakmakla ilgili bir porogramını izlerken kıl koparma rahatsızlıgı olan birisi meyl atmasıyla araştırmaya koyuldum bu aslında cok zevk eldıgım vede bir okadarda nefret ettiyim beladan nasıl kurtulurum acaba şunuda belirteyim 2008 de hacca gittim inanın o mubarek topraklarda kıl koparmak aklımın ucundan bile gecmedi kaşlarım gayet normalleşti ama daha sonra gene yolmaya devam ettim ettimde yodugumun farkına bile varamıyorum bazen tamamen kontrolüm dışında olan şeylerr nasıl kurtulurum bana yardım ederseniz sevinirim