Çocuklar ve Televizyon
Günümüzde çocukların en iyi arkadaşı olan, televizyon doğru kullanıldığında çocuğun zihinsel gelişimine katkıda bulunabilir. Bunun için yanında her zaman ona uygun programları seçecek bir yetişkinin olması gerekir. Yetişkinlerin televizyon izleme süresini sınırlaması ve programdaki mesajı algılamasına yardımcı olması, televizyonu çocuk için olumlu hale getirebilir.
Televizyon, aynı anda hem göze, hem de kulağa hitap ettiği için sürekli dikkat çekme özelliğine sahiptir. Bu Özelliği nedeniyle yetişkinler gibi çocukların da ilgisini çeker.
İki-üç yaşlarındaki çocuklar televizyondan ne anlarlar? Bu yaşlarda uzun süre televizyon karşısında durmak tehlikeli olabilir mi? Televizyon karşısında geçildikleri zamanı nasıl denetim altında tutabiliriz? Çocukların büyüklerin izlediği programları izlemeleri olumsuz sonuçlara yol açar mı? Çok küçükler televizyondan ne öğrenirler?
Bu ve bunun gibi sorular sosyoloji psikoloji ve iletişim bilimî gibi alanlarda değişik içerikli birçok araştırmaya temel oluşturmuştur.
Televizyonun çocuklar üzerindeki etkileri konusunda birbirine karşıt iki görüş ortaya atılmıştır. Bunlardan biri çocukları pasif televizyon izleyicileri olarak nitelendirmek ve aşın derecede televizyon izlemenin toplumsallaşma, duygusallık ve anlayış üzerindeki etkileri üzerinde durmaktadır, ikinci ve en yeni görüş ise küçük yaşlardaki ve ilkokul çağındaki çocukları aktif televizyon izleyicileri olarak kabul etmektedir. Bu görüşten yola çıkan araştırmalarda çocukların Öğrenme düzeyi, yaym teknikleri ve biçimi, çocukların dikkat ritmi ve çevrenin çocuk üzerindeki etkisi incelenir.
KÜÇÜK TELEVİZYON İZLEYİCİLERİNİN DAVRANIŞLARI
Bazı araştırmaların sonuçlarını incelediğimizde çocukların televizyon karşısında pasifleştiklerini ve yaratıcılıklarını yitirdiklerini görebiliriz. Televizyon çocukların izleme ve anlama yetenekleri ile psikolojik durumlarını derinden etkiler. Bu etki televizyondaki görüntülerin hareketine, çabukluğuna, mesajın karmaşıklığına, duygulan etkileyici görüntülere ve özel efektlere bağlıdır.
• Görüntülerin devamlı hareketi: Çocuk çok küçük yaşlardan başlayarak hareket halindeki cisimleri dikkatle izler. Sesle birlikte ortaya çıkan bu görüntüler çocuğu etkiler ve dikkatini çeker. Hatta zamanla çok büyük bir alışkanlık haline gelir. Öyle ki, televizyon bozulduğunda çocuğun oyalanması için çamaşır makinesi karşısına oturtulması uydurulmuş bir fıkra değil, gerçek bir deneyimin aktarımıdır.
• Televizyon sekansları:. Sahnelerin sürekli ve hızlı değişimi çocuğun yaratıcılığını olumsuz yönde etkiler.
• Mesajın aktarılması: Özellikle 2-3 yaşındaki çocuklar televizyon programlarını anlamakta zorlanırlar. Özellikle yazılı sözcükler ve birbiri ardına hızla gelen ses ve görüntüler küçük çocukların programı anlamalarım daha da güçleştirir. Bu görüntü ve ses bombardımanı özellikle, bu tip uyanlara çok duyarlı çocuklann dikkatini çeker. Çocuk birbirini hızla izleyen ve çabucak değişen görüntülerin anlamını genelde çözemez ve şaşkınlıkla ekran karşısında donakalır.
• Görüntülerin duygusal yönden etkisi: Görüntüler hem kulağa, hem de göze hitap ettiğinden duygusal etkisi çok fazladır. Bu durumda çocuk bütün dikkatiyle olaylan izlemeye ve anlamaya çalışır.
Televizyonda bazı duygular müzik aracılığıyla verilir, sözle aktanlmaz; bu nedenle çocuk bazı olaylan, davranışları ve bunlann nedenlerini anlayamaz. Bu özellikle şiddet sahneleri için geçerlidir. Çocuk bazı olaylan algılar, ama neden-sonuç İlişkisini kuramaz.
• Özel efektler: Yakın çekim, çakışan görüntüler, görüntünün birdenbire yok olması ve tekrarlar gibi teknikler çocuklann, özellikle de üç yaşlarındakilerin televizyon programlarını anlamalarım daha da zorlaştırır.
Psikolojik gelişme ile yeni bilgilerin algılanması arasındaki bağlantı konusunda yapılan araştırmalar sürekli bilgi bombardımanının çocuğun düşünme ve algılama yeteneğini engellediğim göstermiştir. Bu araştırmacılara göre, görüntülerle seslerin ritim ve sürelerinin çocuklara daha yararlı olması ve rahatsızlık vermemesi için onların yaşlarına uygun olması gerekir.
Çocuklar televizyon izleme deneyimiyle bir “seçicilik” yeteneği kazanırlar ve böylece televizyona özel anlarda bakmayı öğrenirler. Oyun ve sosyal ilişkiyi televizyon izlemeye yeğlerler.
Televizyon izlerken saptanan bir başka özellik de, çocuklann izledikleri program kesintiye uğrasa da televizyona aynı dikkatle bakmaya devam etmeleridir. Bu dikkat sürekliliği, çocuğun her an yeni bir görüntüyle karşılaşabileceğini bilmesinden kaynaklanıyor olabilir.
TELEVİZYON KULLANIMI OLUMLU OLSAYDI
En yeni araştırmalar televizyonu zararlı bir araç olarak bir kenara atmak yerine, çocuğa yorum ve televizyon programlan arasında seçim yapma yeteneklerinin kazandırılması için gerekli bilimsel çahşmalan yapmanın daha uygun olacağını göstermektedir.
Çocuklar televizyonla kendilerini daha iyi değerlendirebilir, televizyondan aldıkları bilgileri kendi mantıkla-nyla biçimlendirebilirler. Bu durumda televizyon ideal bir iletişim aracı haline gelir.
Bu , görüş, televizyonun yalnızca olumsuz etkilerini göz önüne alarak yapılan ve bu iletişim aracının eğitimdeki önemli rolünü hiç dikkate almayan araştırmalara karşı geliştirilrniştir.
Bu araştırmalarla çocukların televizyon izleyişleri video kamerayla kaydedilerek, onların dikkatinin sürekli değil, aralıklı olduğu saptanmıştır.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
Anne babalar çocuklann televizyon izleme saatlerini sınırlamah, izleyecekleri programlan seçmeli ve onlan oyalayıp eğlendirebilecek başka şeyler de bulmalıdırlar. Çocukların çoğu kez yalnızca büyüklerin yanında kalabilmek İçin televizyon izlemek istedikleri saptanmıştır. Bu nedenle çocukla nasıl vakit geçirdiğimizi düşünmek yararlı olabilir. Aynca, çocuklann oyun oynayabileceği ve yaşlanna uygun etkinliklerde bulunabilecekleri yerlerin sayısını artırmak gerekir.