Fibromiyalji-Kronik Ağrı Sendromu
Fibromiyalji yani yaygın kas-iskelet ağrıları, yorgunluk, dinlendirici olmayan uyku, ishal, karında kramplar, sabah sertliği- tutukluğu gibi yakınmalarla seyreden bir hastalık. Nedeni bilinmiyor. Kronik bir ağrı sendromu. Görülme sıklığıyla ilgili yapılan çalışmalarda farklı oranlar bildiriliyor. Ama kadınların yüzde 3.5’ini ve erkeklerin yüzde 0.5’ini etkilediğini söylemek mümkün. Türkiye ile ilgili net rakamlarsa yok. Ancak uzmanların gözlemi, bu oranın daha yüksek olduğu yönünde. Pratisyen hekimlere başvuran hastaların yüzde 6’sını, fizik tedavi ve rehabilitasyon ile romatoloji polikliniklerine başvuran hastaların yüzde 30’a yakınını fibromiyalji hastaları oluşturuyor.
Fibromiyalji kendini nasıl gösterir?
Fibromiyalji hastaları genellikle boyun ve sırt bölgesinde yaygın ağrılar, sabah kalktığında dinlenmiş uyanamama (restoratif olmayan uyku) ve yorgunluktan yakınırlar. Ağrı genellikle boyun ve sırt bölgesinde yoğunlaşsa da bel, kollar ve bacaklarda da olabilir. Ağrı keskin olmaktan çok yaygın, sızlama ya da yanma şeklinde. Hastanın yakınmaları psikolojik gerginlik, fiziksel yorgunluk, soğuk hava, uykusuzluk gibi durumlarda şiddetlenir.
Başka sorunlardan ayıran başlıca özellikleri nelerdir?
Fibromiyalji ağrı, yorgunluk, iğnelenme-karıncalanma v.b gibi pek çok farklı sistemi ilgilendiren yakınmalarla ile seyrettiği için tanı konması aşamasında benzer yakınmalarla seyreden hastalıklardan ayrımı çok titizlikle yapılmalı. Özellikle ayırım yapılması gereken hastalıkların başında kronik yorgunluk sendromu gelir. Hipotirodi (tiroid bezinin az çalışması) de yorgunluk, kas ağrıları yapan bir hastalıktır. Ancak iyi bir öykü ve yapılan tiroid fonksiyon testleri ile kolaylıkla tanısı konabilir.
Kimlerde daha sık görülür? Stres ve depresyon gibi psikolojik etkenlerden söz etmek mümkün mü?
Hastaların yüzde 85’den fazlası kadın. Sıklıkla 30-50 yaş arasında görülür. Ayrıca düşük sosyoekonomik düzeyde görülme sıklığını arttar. Stres ve depresyon ile fibromiyalji arasında yakın bir ilişki olduğu açık. Yapılan çalışmalarda fibromiyalji hastalarının yüzde 50’den fazlasının majör depresyon geçirmiş ya da geçirmekte olduğu saptandı. Ayrıca psikolojik stres, yakınmaları şiddetlendiren önemli bir faktör. Ancak buradan fibromiyaljinin psikolojik kökenli bir sendrom olduğu anlamı çıkmamalı. Bir fibromiyalji hastasına yapılabilecek en yanlış yaklaşım olayı tamamen psikolojik bir sorun olarak algılayıp ‘Senin bir şeyin yok şeklinde’ bir açıklama sunmaktır.
Cinsiyet, yaş ve meslek gibi etkenlerin rolü nedir? Kimler risk grubundadır?
Kadınlar erkeklere göre 9 kat fazla etkileniyor. Düşük eğitim ve gelir düzeyi de önemli oranda riski arttırıyor.
Fibromiyalji tanısı alanlara önerileriniz nelerdir?
Fibromiyalji gerçek ve objektif bir hastalık. Yakınmalar hastanın kafasından uydurduğu ya da psikolojik dengesizliklerinin yarattığı şeyler değildir. Hastalık hayatı tehdit eden bir hastalık değildir ancak yaşam kalitesini bozmaktadır. Hastalar hastalıklarını iyi tanımalı. Yakınmalarını arttıran nedenleri tespit etmeli. Bunları kontrol altına almaya yönelik çaba göstermelidirler. İlaç ve ilaç dışı tedavilerinin planlaması konusunda da mutlaka hekimlerden yardım almalılar.