İmplantasyon ve plasentanın oluşumu
İmplantasyon ve plasentanın oluşumu
Migrasyonun son aşamasında, rahim boşluğundaki morula önemli değişimlere uğrar. Bazı hücrelerinin merkezden çepere doğru hareket etmesi sonucunda, içinde iki boşluk oluşur. Böylece blastosist -hücrelerden oluşmuş içi boş bir top aşamasına gelinir. O andan itibaren implantasyon başlar; yani rahmin iç duvarına tutunma. Blastosist rahim boşluğunda birkaç gün yüzer durumda kaldıktan sonra, dış tabakanın bir ucundaki bazı hücreler rahim mukozasının içine doğru girerek koryon villüslerini oluştururlar (koryon üzerindeki çıkıntılar).
Bunlar tam anlamıyla birer dokunaçtır ve rahimdeki damarlara yönelerek besin ararlar (plasentanın oluşumu],
Blastosist sonunda tam olarak rahim mukozasına gömülür. Karmaşık bir dizi oluşum sonunda aşamalı olarak, embriyo ile anne arasında madde alışverişini sağlamaya yarayan bir organ oluşur.
Dokuz ay içinde plasenta, 15-20 cm. çapında, ortası kalın, kenarlara doğru incelen bir disk halini alır.
Doğumda ağırlığı 0.5 kg. civarında olacaktır. Bu ağırlık değişebilir, genellikle beslediği fetüsün ağırlığının 1/6’sı kadardır. Plasentanın iki yüzü farklıdır: Fetüsün bulunduğu taraf yarı saydamdır ve bu yüzey üzerinde kabarık durumda damarlar bulunur. Göbek kordonu buradan çıkar. Plasentanın dış yüzeyi süngersi yapıda, kırmızımsı kahve rengidir.
Plasenta nasıl çalışır?
Plasentanın dış yüzeyinden fetüsün bulunduğu iç yüzeye doğru sıralanan katmanlar:
• Bazal desidua: Rahim mukozasının damar bakımından zengin olan bu katmanı plasentanın diğer bölümlerine bol miktarda kan taşır. Plasenta oluşumuna annenin katkısıdır.
• Koryon villüsleri: Orijini fetüse ait olan en geniş bölümdür. Her villüs, plasenta dokusunun çıkıntılarından biridir ve yüzeyi üstünde de daha küçük çıkıntılar vardır. Bu şekilde maksimum yüzey alanına ulaşılır (14-15m2). Villüslerin çok ince yüzeylerinin altında fetüse kan taşıyan damarlar bulunur, iki tip villüs vardır. Tutunma ile ilgili villüsler annenin dokusuna tutunurlar. Beslenme ile ilgili olanlar, villüsler arası boşluğa dökülen annenin kanından fetüse gerekli materyali alırlar.
• Koryon: Üzerinde villüslerin çıktığı yapıdır ve plasentanın kenarlarında uzayarak fetüsün içinde bulunduğu koryon membranını oluşturur.
• Amniyos: Plasentanın fetüse bakan tarafını kaplayan membrandırve göbek bağının etrafına sanlı olarak, fetüsün göbeğine kadar devam eder.
Göbek bağının içinden geçen iki atardamar, fetüsten gelen kirli kanı taşır (az oksijen, çok miktarda karbondioksit içerir). Plasentada sonlanan atardamarlar dallar halinde ayrılarak plasenta yüzeyinin tamamını kaplarlar. Ayrıca, giderek daha ince kılcal damarlara ayrılarak villüslerin her tarafına girerler. Bunlar, annenin kanının içine ‘batmış’ durumdadır. Oksijen ve besleyici maddeler açısından zengin olan bu kan, villüsler arası boşluğun içine rahim atardamarları aracılığıyla boşaltılır. Fetüsün ihtiyacı olan maddeler, villüslerin üstünü kaplayan ince duvarın içinden çocuğun kanına geçer. Fakat bu duvar kan hücrelerinin geçişine izin vermez. Yani plasenta anne ile bebeğin kanının doğrudan temasa geçmesine engel olurken bebeğin gelişimi için gerekli olan maddelerin annenin kanından bebeğinkine geçmesini sağlayacak şekilde yapılandırılmıştır.
Oluşumu tamamlanmış plasentanın yapısı.
A. Göbek kordonu
B. Göbek kordonu toplardamarı, oksijenli kan taşır.
C. Göbek kordonu atardamarı; kirli kan taşır.
D. Fetüsün küçük atardamar ve toplardamarlarının görüldüğü bir villüs.
E. Villüsler arası boşluğa anne kanının dolması.
F. Bazal tabaka yani plasentanın anneye ait bölümü.
G. Fetüse verilecek oksijenli ve besin maddeli kanı taşıyan rahim atardamarlarının dalları.
H. Boşaltıcı toplardamarların açıldığı yer kanın villüsler arası boşluktan dışarı çıkmasını sağlar
I. Koryon J. Amniyos