Yumurtlama Nedir
Her kadın, yumurtalıklarında binlerce olgunlaşmaya hazır yumurta ile doğar. Bunlar birincil foliküller içinde saklanır. Ancak ergenlik ile birlikte, menstruasyon döngüsünün başlamasıyla, hipotalamus ve hipofız bezi tarafından üretilen hormonlann etkisiyle, foliküller -her biri ortalama 28 günde- olgunlaşma sürecine girecektir: Oositin (yumurtanın) hacmi artar, etrafında bulunan ve onu besleyen hücreler (granuloza hücreleri) çoğalır ve suyla dolu folikülün ortasında bir boşluk oluşur. Olgunlaşma sürecinde folikül (Graaf folikülü) yumurtalığın yüzeyine yaklaşır. Yumurta, hormonların uyarmasıyla (LH hormonu – lüteinleştirici hormon maksimum seviyeye ulaşınca) çatlar.
Yumurta (oosit) çatlar (yumurtlama ), bazı folikül hücreleriyle çevrelenmiş haldedir (korona radiata ). Yumurtlamadan sonra folikül hızlı değişimler geçirir ve korpus luteum’a (sarı cisim) dönüşür, bu, admı sarı renginden alan bir yapıdır ve olası bir döllenmeden sonra yumurtanın yerleşeceği rahmin mukozasını uygun hale getirmek için gerekli progesteron hormonunu üretmekle görevlidir. Döllenme halinde korpus luteum, plasenta oluşana kadar progesteron salgılamaya devam eder. Eğer döllenme olmadıysa, korpus luteum hızla değişir ve korpus albikans’a dönüşür. Bu, beyaz lifli bir dokudur.
Döllenme yetisi yumurtalıktan çıkıştan itibaren 12-24 saat arasında devam eder. Yumurtanın ömrünün ilk 10-15 saati döllenmeye en elverişli süreç olarak kabul edilir. Eğer erkek gamet ile karşılaşma gerçekleşmezse yumurtanın olgunlaşma süreci devam etmez ve dejenere olmaya başlar. Dişi gamet ile erkek gametin karşılaşmasını sağlayan faktör -ya yumurtalığın kendisinin ya da folikülün ürettiği-yapısında hormon bulunan ve çekim yaratan bir madde olabilir. Yumurtanın yakınında kendi ürettiği bazı proteinler -spermlerin başında bulunan başlık gibi bir yapıya sahip olan akrozomun içindeki enzimlerin serbest kalmasıyla sonuçlanan akrozomal reaksiyonunu başlatırlar. Bu enzimlerin görevi, yumurta hücresinin dış duvarını delerek spermin içeri girmesini sağlamaktır. Dişi hücrenin dış duvarını aştıktan sonra sıra, yumurtanın hücre zarının geçilmesin-dedir. Bu, spermi dişi hücre çekirdeğinden ayıran son engeldir. Birkaç dakika içinde bu engel de aşılır. Spermin yalnızca başı, dişi hücrenin çekirdeğiyle buluşur. Gövde ve kuyruk ise görevlerini tamamladıktan sonra dışarıda kalırlar.
Ayrıca spermin içeri girmesi bir dizi dönüşümü başlatır. Yumurtanın hücre duvarının dibinde duran binlerce küçük kesecik patlar ve içlerindeki protein ve enzimler açığa çıkarak bir dizi dönüşüme sebep olur. Yumurta dönüşünce, yumurtaya başka bir erkek gamet giremez. Spermin başının içeri girmesiyle yumurtanın gelişiminin son aşaması da gerçekleşir ve tek çekirdeğinde 23 kromozom bulunan bir hücreye dönüşür. Erkek hücre çekirdeğiyle birleşme bu aşamada gerçekleşir. Döllenmenin esas anlamı budur. Dişi hücre çekirdeğinde bulunan 23 kromozom erkek hücre çekirdeğindeki 23 kromozomla birleşir. Böylece zigot adı verilen, vücuttaki diğer tüm hücreler gibi 46 kromozoma sahip bir hücre oluşur. Tabii ki gametler (üreme hücreleri) farklıdır. Eğer yumurta ve spermde bulunan kromozomların sayısı diğer hücrelerdekinin yarısı kadar olmasaydı, birleştikleri zaman oluşan hücrenin kromozomları her seferinde ikiye katlanırdı. Erkek ve kadının kalıtımsal materyallerinin birleşmesinden sonra yeni canlının gelişimi baslar.
salam men 7 ildir aileliyem mende folekul yetisir amma partlamir men ne edim?