Doğum Sonrasına Uyum
Hamileliğiniz boyunca bebeğinizin tüm oksijen ve besin ihtiyacı, aynı zamanda atıklarını da yok eden plasenta tarafından karşılanıyordu. Doğumdan birkaç dakika sonra bebeğiniz plasentaya olan bağımlılığından kurtularak tamamen kendi metabolizmasına hâkim olmaya çalışacaktır. İlk olarak, bebeğin ciğerlerine giden kan oksijenle karışarak kalbin sol tarafına gönderilir ve buradan da tüm organlara pompalanır. Rahim içerisindeyken, gelen kanın yüzde 90’ı bebeğin ciğerlerine ulaşmadan geçiyordu çünkü kanın oksijenle karışmasına gerek yoktu, ayrıca kalbin sağ tarafı ve akciğer damarları, sol tarafa oranla daha büyük baskı altındaydı. Bu da kalbe dönen kanın ya direkt olarak sağ taraftan sola doğru, iki üst odacık (atrium) arasındaki bir delikten geçmesini veya kalbin sağ karıncığından (ventrikül), pulmoner atardamara geçmesini sağlar. Ciğerlerdeki aşırı basınçtan dolayı kanın büyük çoğunluğu, tüm vücuda yayılabilmesi için kanı bebeğin aort damarına yollayan duktus arteriosus adlı bir kanala akmak zorunda kalmaktadır.
Bebeğiniz ilk nefesini aldığında ciğerleri havayla dolar, pulmoner kan damarlarındaki basınç azalır, duktus arteriosus kapanır bu da sağ karıncıktaki kanın akciğere girerek oksijen almasını sağlar. Artan kan akışı akciğerlerden sonra kalbin sol tarafına geçer ve vücuda pompalanmaya hazır hale gelir. Aynı zamanda göbek kordonundaki damarlar daraldıkça kanın kalbin sağ tarafına akışı azalır. Kalbin sol tarafındaki basınç artınca ve sağ tarafındaki basınç azalmca, kanın, bir kapak gibi kapanan foramen ovaleden geçmesi artık mümkün olmaz. Bebek artık bir yetişkinle aynı kan dolaşımına sahiptir.
Tüm bu kardiyovasküler değişimler tamamlandıktan sonra bebeğin karaciğerine daha fazla kan gitmeye başlar. Böylelikle karaciğer, bebeğin rahim içerisinde geçirdiği son sekiz hafta boyunca, doğumdan sonra beslenmeye başlayana kadar kendisine enerji sağlamak için depoladığı besin ve glikojeni metabolize etmeye başlar.
Doğumdan sonra bebeklerin çoğunun ateşi 1 ila 1.5°G düşüktür. Miadı gelen bebekler depoladıkları kahverengi yağları, titrediklerinde bile ısı üretmek için kullanabilirler.