Tanrılara Sunulan Koku: Parfüm

Hoş kokulu bitkilerin, cinsel gücü artırmak için veya hastalıklara şifa için de kullanıldığı bilinmektedir. Eski Çinliler sevişmeden önce, birbirlerinin vücutlarını miskle ovarken, Kleopatra, Günlük ağacının reçinesinden esans yaptırırmış.

Parfüm kelimesi, Latince’deki, “tümüyle uçucu” anlamına gelen “per fumum” kelimelerinden türemiştir. Eski çağlarda yalnızca tanrılara ait olan güzel kokular, tapınaklarda kullanılır ve tanrılara sunulurmuş. Eski Mısır’da parfüm, sunaklarda, kuğu veya yuvarlak hap biçimine sokulmuş baharatlar ve aromalar şeklinde, güneş tanrısı Ra’ya verilirmiş. Dini ayinlerin vazgeçilmez kokuları, daha sonraları kadınlar tarafından benimsenmiş. Antik Yunan’da kadınlar, erkekleri cezbedebilmek için bu kokulardan yararlanmışlar.

CİNSEL GÜCÜ ARTIRMAK İÇİN PARFÜM…

Güzel kokmak isteği yüzyıllar boyunca yalnızca kadınlarla sınırlı kalmadı. Erkekler de, eski devirlerden beri çevrelerine hoş kokular yaymaktan keyif aldılar. Büyük İskender, Sezar, Hannibal, Cengiz Han gibi ünlü komutanlar, ele geçirdikleri kentin caddelerinden geçmeden önce parfüm sürerlermiş. Napolyon’un da kokulara büyük ilgisi olduğu biliniyor. Marie-Antoinette ise hafif çiçeksi kokuları, özellikle menekşeyi tercih edermiş.

parfümün tarihi

ARAPLARIN ROLÜ

Eski çağlardaki parfümleri elde etmek için, hoş kokulu bitkiler toplanır, sıkılır, elde edilen su toprak kaplar içinde saklanırmış. Bugün parfüm deyince akla ilk gelen Fransızlar olsa da, egzotik madde kullanımıyla, Araplar da parfüm tarihinde önemli yer tutarlar. Arapların bakır imbiklerle damıtma methodunu bulmaları ve onuncu yüzyılda İbn-i Sina’nın çiçeklerden kokulu yağlar damıtmasıyla, bu anlamda büyük adımlar atıldığı kabul edilir.

İLK PARFÜM

Bugünkü şekliyle yapılan ilk parfüm, 1370 yılında kokulu yağların ve alkolün harmanlanmasıyla üretildi. Bileşiminde alkol, biberiye ve gülsuyu bulunan “Macar Suyu” adındaki bu hoş koku, yaşlanmakta olan Macaristan Kraliçesi Elisabeth von Ungarn’ın güzelliğini koruyabilmesi için üretilmişti.

MODERN PARFÜM TARİHİ

Fakat modern parfüm tarihi Fransa’da Grasse’de başlamıştır. 15. Louis’nin sarayı “la cour parfumee” (koku sarayı) olarak bilinirdi. 16. yüzyılda, Paris’in kanalizasyonları şehre döküldüğü için, sokaklar çok kötü kokuyordu. Adalet Sarayı, Louvre, Opera binaları tuvalet gibiydi. Versailles’da bile foseptik çukuru sarayın yanıbaşındaydı. Bu iğrenç kokulara çare olarak çok keskin parfümler kullanılmaya başlandı. Daha sonraki yıllarda temizlik koşullarının iyileşmesiyle birlikte ağır kokular yerini çiçeklerin güzelliğine bıraktı.

1830-1870 yılları arasında, parfümü doğrudan tenin üzerine sürmek o zamanki katı ahlak kurallarına göre yanlıştı. Bu katı anlayışta parfüm, mendillerde, ceket ceplerinde hoş görülüyordu. Eldivenler de bu dönemin en gözde koku taşıyıcılarındandı. Gustav Flaubert 1846 yılında sevgilisi Louise Colet’e yazdığı mektupta duygularını şöyle dile getiriyordu: “Senin mendiline, saçlarına, portrene, kendimden geçercesine bakarak oyalanıyorum. Mektuplarını hep yeni baştan okuyorum, bunların misk kokularını soluyorum.”

...VE SENTETİK PARFÜM ÜRETİLDİ

Parfüm üretiminde, kimyanın silahlarıyla gerçekleşen bir devrim yaklaşıyordu. 1868 yılında kısmen sentetik bazda üretilmiş ilk parfümler ortaya çıkınca, o zaman kimse bunun ne kadar önemli sonuçları olabileceğini düşünmemişti. Kimya alanındaki ilerlemeler, pahalı doğal hammaddelerin yerine sentetik maddelerin konulmasını daha olanaklı hale getiriyordu. 1888 yılında sentetik misk biliniyordu, Berlin’de Ferdinant Tiemann tarafından vanilya ve menekşenin sentetiği üretildi. Daha sonraları gül, nergis, sümbül laboratuvardan çıktılar.

1920’li yıllarda, dönemin ünlü modacısı Coco Chanel, parfüm yaratıcısı Ernest Beaux’dan 24 saat kullanılabilecek bir koku istedi. Yapay koku vericilerin bolca kullanıldığı Chanel No5, klasikler arasına girmeyi başardı. Marilyn Monroe, yatakta üstüne ne giydiğini soran bir gazeteciyi şöyle yanıtlamıştı: “Geceleri üstümde hiçbir şey olmaz, birkaç damla Chanel No:5 dışında.”

ŞİŞEYE HAPSEDİLMİŞ VAAT

Zamanla parfümler kokularının dışında şişeleriyle de ilgi çekmeye başladılar. Kokuya uygun şişeler üretildi. Ünlü parfüm üreticisi Sophia Grojman, parfümün şişeye hapsedilmiş bir vaat olduğunu söylerken haksız sayılmazdı.

Günümüzde kokular değişik biçimlerde piyasaya sunuluyor. Koltukaltlarına uygulanan, parfüm deo spray; koku içeren vücut losyonu, parfüm body lotion; koku içeren banyo ya da duş jeli, shower or bathing gel bunlardan birkaçı… Kokuların özü olarak bilinen bazı yağlarla yüzde 75-95 sertliğindeki alkolün birleştirilmesinden elde edilen bir kokulu karışımın parfüm olabilmesi için içeriğinde yüzde 22 oranında kokulu yağ karışımı bulunması gerekiyor.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ
kadın sitesi kategoriler